MAKSDER ZOW 2013’e damgasını vurdu…

Zow yetkililerine,  bu sizin düzenleyeceğiniz son fuar ve bizim de katılacağımız ilk ve son fuar olabilir dedim. Çünkü ziyaretçilerimizin katılımcılarımızın beklentilerini karşılayabildiğimiz ölçüde devamlılık arzedebiliriz. Munis Tezbaşaran fuara ve sektöre ilişkin görüşlerini açıklıyor…

Hoşgeldiniz, öncelikle fuarınız hayırlı olsun. Fuarla ilgili ilk izlenimleriniz nelerdir?

Öncelikle davetiniz için teşekkür ederiz.  Tabi fuarla ilgili fikir beyan etmek için aslında çok erken fakat ilk izlenimim gözle görülür bir canlılık olduğudur. Geçen seneye nazaran daha iyi olduğunu görebiliyoruz. Örnek verecek olursak  bu sene MAKSDER üyesi 20’ye yakın firma bu fuara katıldı. Geçen sene bu rakam  4- 5 tane civarındaydı. Dolayısıyla bu bizim fuara bakış açımızı biraz daha şekillendirdi. Zow yetkililerine,  bu sizin düzenleyeceğiniz son fuar ve bizim de katılacağımız ilk ve son fuar olabilir dedim. Çünkü ziyaretçilerimizin katılımcılarımızın beklentilerini karşılayabildiğimiz ölçüde devamlılık arzedebiliriz.  Zowfuarı profesyonel  birfuar. Fakat İntermob’la arasındaki farklılık şudur. Zow fuarı daha profesyonel insanları buraya getirerek bizlerle tanışılma ortamı yaratmıştır. Ve bu doğrultuda da Zow yapı olarak kendini çok iyi hazırladı, adapte etti, buna göre yurtdışından heyetler çağırdı, davetlerini ona göre yaptı. Dolayısıyla Zow yetkilerinden beklentilerimiz mobilya üreten firmaların yetkililerini satınalmacılarını tasarımcılarını Ar-Ge müdürlerini, buraya getirip bizle tanışma platformu yaratma yönünde oldu. Dediğim gibi ilk görüntü gayet güzel. Ama sonuç itibariyle 4. Gün fuarda müşteri dönüşlerine göre bunlar daha da netleşecektir.

Sektörümüzün daha ileriye gidebilmesi için devletten beklentileriniz nelerdir?

Mobilya aksesuarını üreten firmalar ve onları temsil eden MAKSDER olarak gözlemlerimiz şu şekilde.Bizim sektörde en çok rahatsız olduğumuz konu şudur. Yurtdışından ithal edilen kalitesiz Çin veya Çin kökenli bir takımülkelerden getirilen ürünler. 7-8 sene evvel bu derneği oluşturmadan önce 6 firma bir araya gelerek , bu ürünlere karşı devletten damping uygulamasına geçilmesiiçin talepte bulunduk. Devlet bizi çok güzel bir şekilde denetledi, inceledi ve sonuçta şuna karar verdi. Evet Çin’den gelen malzemelerde damping uygulamasına geçilmelidir dedi.  8-9 aylık bir süreçten sonra uygulama başladı. Fakat gördük ki bazı ithalatçılarımız ürünlerin menşeini değiştirerek Tayvan, Malezya, Filipinler gibi ülkelere götürmeye ve oradan ithal etmeye başladılar. Tabi hal böyle olunca uygulama da sadece Çin den gelen mallar için uygulandığından işimize yaramadı. Net olarak trafik saptırması yapıldı. Devletimiz yine bu konuya el attı ve bu ülkeleri de kapsama altına aldı. Yine bazı ithalatçı arkadaşlarımız bu malzemeleri  bu sefer İtalya, Yunanistan, İspanya gibi ülkeler üzerinden getirtmeye başladılar.  Yine bunun da önüne geçilebilmesi için muhtelif taleplerimiz oldu.  Fakat bunlar ithalatçılar için engel değil.  Bizim devletten talebimiz, Türkiye’de ki istihdamın artması üreticinin daha fazla üretim yapması için dinamiklerinin artmasını istiyorsak bu kuralların harfiyen uygulanmasını sağlamasıdır.

Sektörümüzden neler bekliyorsunuz?

Türkiye’de mobilya aksesuarı pazarına baktığımız zaman burada tasarımın çok önemli olduğunu görüyoruz. Bu noktalarda sektör olarak eksiğimiz var. Bir ürünü yurtdışında A firmasında görüp, ben de böyle yaparım diye yola çıktığımızda bu kopyacılığa giriyor. Devamını getirirken kendimize göre değişiklikler yapmamız gerekiyor. Bunun için tüm arkadaşlarımızın büyük özveriyle çalışması, tasarımlarını yenilemeleri gerekiyor. Çünkü piyasanın ihtiyaçları da gelişti. Sosyal imkanlar arttı,para gelirleri arttı. Bu mükemmelliğe ulaşabilmek için de gayret göstermeleri gerekiyor.

İşin temeli ürünün Ar-Ge tarafıyla birlikte geliştirilmesidir. Dernek olarak arkadaşlarımızı hep bu konularda teşvik ediyoruz, konuşmalar yapıyoruz , eğitimler veriyoruz.Derneğimiz üyelerinden 300-500 kişiyi çalıştıran firmalarımız var. Küçük firmaların Ar-Ge çalışmalarını belki 10 -15 kişiyle başlaması lazım. Devletin tespit ettiği konulara göre Ar-Ge merkezi oluşturabilmeniz için en az 50 kişilik istihdam yaratmanız lazım. Bu sanayicilere biraz ağır gelebiliyor.

İşte bu noktada devletimiz tarafından bu rakamlarla ilgili bir takım esneklikler sağlanabilir. Çünkü Ar-Ge olduğunuz zaman devletin sağlamış olduğu imkanlar var. Dolayısıyla yüksek paralarla iyi insanlar bulma şansına sahip oluyorsunuz.

Fuar firmalarından beklentileriniz nelerdir?

Tüyap’ın düzenlediği İntermob ve Clarion Fuarcılığın düzenlediği Zow Fuarı’nı ele alacak olursak; Mobilya Aksesuarları niteliğinde Tüyap daha genele hitap ediyor. ZOW ise daha profesyonellere hitap ediyor. Bunun dışında başka aksesuar fuarları yapmak akıllıca değil. Çünkü bizim sektörümüz makine imalatı olan, metalin ve plastiğin işlenmesiyle yaratılan ürünler. Bu ürünleri fuarda yenilik yapmak için, tanıtmak için sunarsınız. Fakat her yıl yeni ürün dahi yapmak mümkün değil. Dolayısıyla iki fuardan fazlasının olmayacağını düşünüyorum ama iki fuarı da dernek olarak birbirlerinden ayrıştırmaya çalıştık. Umuyorum ZOW yaptığı çalışma ile bu fuarın Intermob’dan farklı olduğunu gösterecek. Beklentiler ve farklılıklarla iki fuarın ayrımını görebileceksiniz. Bu nedenle iki fuar yeterli diye düşünüyoruz.  Kendimizi tanıtmak için beklentimiz budur.  Bu fuardan beklentimiz daha sakin bir ortamda mimarlarla iç mimarlarla endüstriyel tasarımcılarla fabrika sahipleriyle Ar-Ge müdürleriyle satın almacılarla, ilgili kamu kurumlarını buraya getirip onlara ulaşmamızı sağlamasıdır. Bu yüzden de fuarın hafta içi olmasını çok önemsiyorum. 4 gün yeterlidir ve tamamı hafta içi olmalıdır. Bunun değiştirilmesi yönünde taleplerimiz de var.

Biz yayıncılardan beklentiniz nelerdir?

Aslında bildiğiniz gibi siz de reklamla yaşıyorsunuz. Bu sektörde mobilya aksesuarıylailgili çok yayın yapan firma oldu. Fuardan fuara sayı hazırlayan, fuar öncesi sayı yayınlamaya başlayan dergiler istemiyoruz. Devamlılık arz etmesini istiyoruz.  Firmalarla röportajlar yapılması lazım ve bu dergilerin ilgili insanlara ulaştırılması gerekiyor.  Bunu çok önemsiyoruz. Yurtdışı menşeili bir anket firmasıyla 1500 denek üzerinde bir çalışma yaptık ve “sektörünüzle ilgili bilgiyi nereden alıyorsunuz” diye sorduk.  Sonuç; cevaplar çoğunlukla “dergilerden” alıyoruz yönünde çıktı. Dolayısıyla çok önemli bir mecra.

Bir konudan daha bahsetmek isterim size. Akdeniz İhracatçılar Birliği’nin koordinatörlüğünde 6 tane ihracatçılar birliğinin desteklediği bütçe verdiği MAPP Mobilya Ar-Ge Proje Pazarı  kuruldu. Burada yapılmak istenen şu;  mobilya sektöründe yeni bir üretim teknolojisi, yeni bir malzeme aksesuar, yeni bir fikir olmak üzere tüm hepsinin dahil edileceği projeler gelecek. Ve bunlardan çıkan bir sonuçla seçimler yapılacak. Ve bu fikirler hayata geçirilecek. MAPP bunu sağlamış olacak.  Bildiğiniz gibi mobilya ihracatı Türkiye’ de 2 milyar dolar. Toplamda yurt dışıyla birlikte 10 milyar dolar da iş hacmi var. 2023’de Türkiye rakamının 10 milyar dolara çıkarılması öngörülüyor. Ama çalışılırsa yapılmayacak bir şey değil.

MAKSDER olarak 2013 hedefleriniz nelerdir?

İnsanlarımız maalesef eğitime yatkın değiller. Bu toplumun her kesiminde var.  Derneğimizde zaman zaman mali işlerden, planlamaya, satın almaya kadar değişik projelerde üyelerimize seminerler yaptık. Devletin ihracatta vermiş olduğu faydalar destekler anlatıldı. Fakat yeterli derecede ilgi gösterilmedi. Bu noktada yararlı işbirlikleri ile çözüm aramalıyız.

Dolayısıyla 2013’de MAKSDER olarak öncelikle eğitime ağırlık vermek istiyoruz. Bizim genel olarak düşüncemiz en başta kaliteli ürün üretmektir.

Eklemek istediğiniz başka bir konu var mıdır?

Hepinize başarılar diliyorum.