FACTORİNG HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER

Dünya ticaretinde gözlenen baş döndürücü gelişmeler, mal ve hizmetlerin pazarlanmasında,yeni ve güvenilir finansman araçlarının kullanımını zorunlu kılmaktadır. Büyük ölçekli firmalar finansman konusundaki sorunlarını kolaylıkla çözebilme olanağına sahipken, bu durum küçük ve orta ölçekli işletmeler için sorun yaratabilmektedir. Bu noktada factoring şirketlerinin devreye girdiği gözlenmektedir. Türkiye’ de 1980 lerin başında giderek artmaya başlayan ihracat hacmi, 80 li yılların sonuna doğru ekonomik hayatımıza factoringin girmesine neden olmuştur.

Finansmana yeni bir boyut getiren factoring, işletmelerin nakit akışlarına doğrudan müdahale ederek, zamanlama problemlerini ortadan kaldıran bir özelliğe sahiptir. Factoring bu fonksiyonuyla finansal hizmet veren bir işletme türü olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu çalışmadan factoringin tanımı, tarihsel gelişimi, hukuki niteliği, factoring sözleşmesinin hükümleri incelenecek avantaj ve dezavantajları üzerinde durulacak ve Türkiye deki uygulaması, yürürlükte olan mevzuattaki factoring ile ilgili hükümler üzerinde durulacaktır.

FACTORİNG’İN TANIMI, TÜRLERİ, FONKSİYONU

I – TANIMI

Factoring Latince kökenli İngilizce bir sözcük olup, Türkçeye de imlasını koruyarak olduğu gibi girmiştir. Bu sözcüğün Türkçeleştirilmesi yöndeki çabalar başarılı olamamıştır. “Alacak hakkının satısı” gibi ifadeler de uzun oldukları için kabul görmemiştir. Factoring işletmecilere göre bir işlem, hukukçulara göre ise bir sözleşme olarak değerlendirildiği için literatürde çeşitli tanımları yapılmaktadır. Factoring konusundaki ilk eserlerden birisini yazmış olan Knopik, factoringi “bankacılık ve kredi teminatı işlevlerinin bir sentezi” olarak tanımlamıştır. İngiliz kaynaklı bir ekonomi sözlüğünde ise factoring; “öyle bir işlemdir ki, bununla factor denilen şirket, müşteri firmanın başkalarından olan alacaklarının tahsil sorumluluğunu yüklenir”.

Bir başka tanıma göre factoring işlevine göre teminat, hizmet ve finansman fonksiyonlarının üçünün bir arada farklı bileşimlerle sunulduğu geniş bir hizmet paketi olarak değerlendirilebilecektir. Yine factoring; kredili satış yapan firmaların bu satıştan doğan alacak haklarını, factor adı verilen finansal kuruluşlara satmak suretiyle kısa vadeli fon sağladıkları özel bir finansman tekniğidir. Factoringle devralınan alacakların yönetimi artık factor tarafından yapılacaktır.

Factoring kısa vadeli (30-180 gün), aktife dayalı bir ticari finans türü olup, daha çok tüketici finansmanı için kullanılan, alacaklıları, şüpheli alacaklardan kaynaklanacak zararlara karşı tam bir güvenceyle koruyan bir sistemdir.

FACTORİNG

II – AMACI

Factoringin amacı; İşletmenin bürokratik işlemlerden kurtulması ve alacağın vadeden önce tahsil edilerek, finansman gereksiniminin karşılanmasıdır.

III – TARAFLARI

Factoring işleminin 3 tarafı vardır. Factoring hizmetini talep eden ve alacaklarını factoring şirketine devreden (satan) işletme, müşterinin alacaklarını devir ve satın alarak, karşılığını peşin olarak ödeyen factoring şirketi (factor) ve müşterinin alacaklısı olduğu kişi ya da işletme. Bu üçlüye yurtdışı factoring işlemlerinde bir de muhabir factor eklenmektedir.

VI – KAPSAMI

Faktoring sözleşmesi gereğice factor kredili satış yapan işletmeye şu hizmetleri sunabilir:

  • Muhasebe kayıtlarının tutulması
  • Alacakların vadesinde tahsil ve takip edilmesi
  • Alacakların tahsil edilememesi haline doğacak kayıpların karşılanması
  • Satıcı işletmeye vadeli satış tutarının belirli bir oranında kredi verilmesi
  • Potansiyel ve mevcut müşterilerin mali durumları hakkında bilgi toplanması ve piyasa araştırması yapılması.

Factoring işlemleri ülkemizdeki gibi vadeli çek ve senetlerin kullanılmadığı bir ortamda, vadeli bir ticari alacağı temsil eden faturaların temlik edilmesi yoluyla yapılmaktadır.

V- TÜRLERİ

Doktrinde factoringin türlerin ilişkin bazı tasnifler yapılmıştır. Bunlardan en belirleyici olanlar çalışmamızın konusu olacaktır.

1.      Gizli ve Açık Factoring

Bu ayrım alacağın temlikinin borçluya bildirilip bildirilmeyeceği esasına dayanır. Gizli factoringde alacağın temlik edildiği borçluya bildirilmez ve bunanla alacaklının zor durumda olduğu için alacaklarını satmak zorunda kaldığı gibi bir imajdan kaçınılmak istenir. Buna karşın uygulamada açık factoring kuraldır. Yani factor’e devredilen alacağa ilişkin olarak borçluya, bunda böyle söz konusu alacağa ilişkin ödemelerin ancak factor’a yapılarak borçtan kurtulmanın mümkün olacağını bildirilir. Bu bildirim BK 165. madde uyarınca temlikin borçluya ihbar edilmesi anlamına da gelecektir.

2.      Gerçek ve Gerçek Olmayan Factoring

Factoring işlemi açısından değerlendirilmesi gereken en temel ayrım gerçek ve gerçek olmayan factoring ayrımıdır. Bu ayrımın temelini factorun temlik aldığı alacağa ilişkin olarak, müşteriye rücu edip etmeyeceği belirler. Eğer factor borçlunun acz haline düşmesi edeniyle temlik aldığı alacağa ilişkin yaptığı ödemeyi müşterisinden istememe riskini üzerine almışsa burada gerçek anlamda factoringden söz edilebilecektir. Diğer bir ifadeyle gerçek factoringde, alacağın tahsiline ilişkin riskin tamamı üstlenilir ve tahsil edilememesi nedeniyle müşteriden tahsili yoluna gidilmez.

Bunun tersi yani alacağın borçludan tahsil edilememesi halinde factor’un müşterisine rücu edebildiği factoring türüne gerçek olmayan factoring olarak ifade edilecektir. Ancak uygulamada bu tür factoringe pek rastlanmamaktadır. Asıl olan gerçek factoring olup, factorun müşteriye rücu etmesi söz konusu değildir.

VI – FONKSİYONLARI

Factoring işleminin ekonomik anlamda üç fonksiyonundan bahsedilebilir. Bunlar:

  • Teminat: ödenmeme riskin karşılanması fonksiyonu
  • Hizmet: muhasebe ve borcun tahsili fonksiyonu
  • Finansman: kredi sağlama fonksiyonudur.

Bu fonksiyonlardan sadece hizmet fonksiyonu tüm factoring işletmeleri için ortak olmakla birlikte diğer fonksiyonlar factor için ihtiyaridir. Bununla birlikte modern factoringin en önemli fonksiyonu finansmandır.

VII – İŞLEYİŞİ

Bir factoring işlemi, bu hizmetten yararlanmak isteyen işletmelerin factoringe başvurmasıyla başlar. Başvuran işletme factor’a factoring hizmetinden yararlanmasına yarayacak mal veya hizmet satışına ve alıcısına ilişkin her türlü bilgi ve bilgiyi bildirir. Factor bu bilgilerden yararlanarak müşterinin borçlusu ile ilgili piyasa araştırması yapar. Bu araştırma sonunda factor müşterisin alacakların satın alınması için bir kredi limiti tanır ve bu limit çerçevesinde alacaklara karşılık ödeme taahhüdüne gireceği factoring sözleşmesi yapılır. Alacağa ilişkin fatura, çek, bono ve bunların borçlularına ilişkin bilgi ve belgelerin factora teslimi ile birlikte factor söz konusu alacaktan faiz, ücret ve harçları tahsil ederek, kalan tutarı müşterinin hesabına her an nakit olarak kullanabileceği bir alacak olarak kaydeder. Uygulamada factoring şirketleri alacağı malın teslimi ile birlikte satın almakta ve uygun görmediği alacağı satın almayı reddedebilmektedir.

Factoring işlemi ile, müşteri borçlularıyla arasındaki işlem ilişkisinden ileri gelen mevcut ve gelecekteki alacaklarını topluca factoring şirketine devretmektedir. Factoring şirketi de bu alacakların bedelini belirli bir oranda peşin olarak ödemektedir. Bu uygulama ile factoring şirketi alacağın vadesine göre artacak tutarda faiz alacaktır. Factoring işlemi sadece 30 ila 90 gün vadesi kalmış kısa vadeli alacaklar için uygulanmakta olup, uzun vadeli alacaklarda uygulaması yoktur. Factoring alacağın satın alınmasıyla sağlanan fon nedeniyle bazı kredi ve finans kuruluşlarının işlemlerine benzetilebilecektir. Ancak factoring diğer finansman araçlarına göre farklılıklar arz eder. Bunlardan en önemlisi diğer kredi ve finans kuruluşlarının alacağın tahsil edilememesi halinde her zaman rücu haklarının olması, buna karşılık factorlerin devraldıkları alacakların tahsil riskini üstlenip rücu edememeleridir.

Factorun müşteriye yaptığı ödeme genellikle alacak toplamının en çok %80 ‘i tutarındadır. Bu nenle factoringin kar marjı düşük, katma değeri yüksek ürünler üretip pazarlamayan satıcılar için “devamlı başvurularak”, alacakların tahsilinin devredildiği bir yol olması beklenemeyecektir.

Factoring şirketleri mülkiyet olarak genellikle büyük banka ve finans kuruluşlarıyla ilgili ve onların iştirakleri olarak faaliyet yürütürler. Çünkü hizmetin niteliği itibariyle factoring, finansal güç, uzman personel ve yaygın bilgi toplama kapasitesine gereksinim duyar.

VIII – DOĞUŞU ve GELİŞİMİ

Üretici ve satıcıların alacaklarının tahsilini uzman kişilere bırakarak personel, zaman ve emek tasarrufu sağlamaları oldukça eskiye dayanan bir uygulamadır. Factoring sistemi milattan önce 17. yüzyılda Babillilerden başlayarak, Fenikeliler, Romalılar, ve ortaçağda Alman bankerler tarafından uygulanmıştır. Ancak factoring terimi ilk defa Alman bankerler tarafından kullanılmıştır.

15. yüzyılda İngiliz, İspanyol, ve Fransız sömürgeciliğinin gelişmesiyle birlikte, ticari acenteler halinde faaliyet gösteren factorler, malların satış, pazarlama ve nakliyesi gibi faaliyetleri, de üstlenmişlerdir.

Bugünkü anlamda factoring uygulaması ilk defa Kuzey Amerika’da 19. yüzyılın başlarından görülmüştür. Amerikalı factorler özellikle İngiltere’den gelen tekstil ürünlerini finanse ederek alacakların tahsilini ve hatta malların dağıtımını üstlenmekteydiler. Ancak 20. yüzyılın başlarında ticaret hacminin düşmesi ABD ‘li factoring firmalarını da etkilemiş, bu nedenle factorler Amerikan iç piyasasını desteklemeye yönelik faaliyetlere girişmişlerdir.Kıta avrupasında modern anlamda factoring 1960 ‘lı yıllarda özellikle ABD ‘li bankaların desteği ve ortaklık kurdukları şirketler yoluyla gelişmeye başlamıştır.  Factoring özellikle 1973 petrol krizi sonrasında satışlarını artırmak isteyen firmalar tarafından sıklıkla kullanılmış, bu da factoringin yayılmasında etkili olmuştur.

IX – YARARLARI ve SAKINCALARI

1.      Yararları

Yararlarının başında satıcıya sağladığı finansman kolaylığı gelmektedir. Vadeli satışların yoğun olduğu sektörlerde alacağına kavuşmak için vade sonunu beklemek zorunda olan satıcı, alacağını factor ‘a satarak 30 ila 180 gün arasındaki alacaklarına nakit olarak kavuşma imkanı bulabilmektedir. Sağlanan nakit akışı işletmenin hammadde ihtiyacında gecikmeyi engelleyerek üretimin devamlılığına katkı sağlamaktadır. Bankalardan sağlanacak kredilerde gereken prosedürden daha esnek ve çabuk olan factorin bu özelliği ile de tercih edilmektedir.

Satış hacmi ile birlikte karşılıklı anlaşma ile daha düşük belirlenebilecek factor faiz ve ücretleri banka faiz ve ücretlerine göre daha cazip olabilmektedir. Birçok alıcıdan alacağı olan satıcı bunları yönetme, ödenmemesi halinde ihtar etme gibi işler yanında bunların muhasebesini tutma bunlar için büro tesisi ve eleman çalıştırma gibi yükümlülüklerden de kurtulmuş olur. Özellikle gayri kabili rücu factoring işlemlerinde satıcı alacağın tahsili gibi bir riski tamamen üzeriden atmış olacağından daha cesur satış ve pazarlama girişimlerinde bulunabilecektir. Bunun yanında factor alıcı ve borçlulara dair istihbarat ve piyasa durumu hakkında bilgi saplayarak satıcının piyasadaki pozisyonunu daha bilinçli bir şekilde almasına yardımcı olur.

Diğer yandan satıcının factoring yolunu kullanması, alıcının rahatça mal alabilmesinin yolunu açar ve böylece piyasa derinleşmiş olur. Alıcı ile olan alım satım işleminin factor tarafından onaylanması alıcı ile satıcı arasındaki güven ilişkisinin pekiştirecektir. Factoring sağladığı güvence ile uzun vadeli alım satım olanaklarını genişleterek alıcılara değişik vadelerde mal alım olanağı getirmektedir.

2.      Sakıncaları

Factor kuruluşların sağladığı hızlı fon, daha uzun prosedürle işleyen bankacılık sisteminin sağlayacağı fondan daha yüksek maliyetli olabilecektir. Bu durumun sebebi, parça parça alacakların artırdığı maliyettir. Bazı factor kuruluşların factoring işlemi yapabilmek için belirli ciro ve ticaret hacmi şartları koymaları, küçük ölçekli işletmelerin bu hizmetten yararlanma olanağını ortadan kaldırabilmekte ya da daha yüksek maliyetlerle yararlanmasına neden olabilmektedir. Bir diğer düşünceye göre bir factor firma ile çalışmak alacaklının nakit sıkışıklığından olduğu gibi izlenim yaratarak, o firma hakkında güven sarsılmasına neden olabilecektir. Gerçek alacaklıya göre daha az toleranslı olan factor firmalarla muhatap olmak istemeyen alıcılar, factoringden yararlanan satıcı ile iş yapmak istemeyebilirler

FACTORİNGİN HUKUKİ DEĞERLENDİRMESİ

I – GENEL OLARAK

Factoring sözleşmesi niteliği itibariyle birçok alanda hizmet verilmesini kapsayan bir sözleşme olabilir. Alacağın temliki ile alacağın müşteriye peşin ödenmesi, istihbarat hizmeti, sağlanması, Pazar araştırması yapılması gibi unsurlar bu sözleşmenin konusu olabilecektir. Ancak hukuki yönüyle değerlendirilen factoring sözleşmesinin çoğunlukla alacağın temliki fonksiyonu üzerinde durulur. Alacağım temlikinin ağır bastığı bir factoring sözleşmesinde, factor’ün ücret komisyon ve faiz alacağı, vade, risk ve alacak tutarına göre belirlenebilecektir.

II – SÖZLEŞMENİN KONUSU

Factoring sözleşmesinin konusu, mail ve hizmet satan işletmelerin iktisadi faaliyetleri sonucunda doğmuş bulunan alacaklarının factor’e temlikidir. Ne tür alacaklarım temlik edileceği, tarafların hak ve yükümlülükleri, süre, sona eriş şekilleri ve işleyiş şekli factoring sözleşmesiyle belirlenir

Uygulamada factoring hizmetinden yararlananlar, ödenmesinde sorun çıkmayacağını düşündükleri alacakları açısından factor’e temlikten kaçınmaktadırlar. Genellikle teminat altına alınmamış ve ödenmemesi riski bulunan alacaklar factor’e temlik edilerek, ödenmesi kesin görünen alacaklar açısından faiz ve komisyon tasarrufu yapılması gözetilir

III – SÖZLEŞMENİN HUKUKİ NİTELİĞİ

Önceki bölümlerde bahsedildiği gibi factoring genel olarak bir alacağın temliki sözleşmesi olup, bu temlik mukabilinde factor müşterisinden faiz, ücret, komisyon adı altında para almaktadır.

Bir temlikin geçerli olabilmesi için genel olarak şu şartları taşıması gerekir:

  • Temlike konu olabilecek bir alacağın olması
  • Temlikin yazılı olarak yapılması
  • Temlikin kime yapıldığının belirtilmesi
  • Alacağım temlik edildiğinin borçluya ihbar edilmesi

Temlik ile birlikte alacağı tahsil ve borçluyu ibra yetkisi temlik alana geçmiştir

Factoringde temlik gerçek factoring ve gerçek olmayan factoring açısından farklılık gösterir. Gerçek factoringde temlik işlemi bir “ifadır”. Gerçek olmayan temlik aslında bir teminat niteliği taşımaktadır. Factoring sözleşmesi sayesinde müşteri, factor’e her alacak için ayrı bir temlik beyanında bulunulmasına gerek kalmaksızın, mevcut ya da gelecekte doğması muhtemel alacakların temlikinde anlaşırlar.

Factoring sözleşmesi ile sağlanan hizmetlerin çeşitliliği bu sözleşmenin tek tip ve belirli bir kategoriye tabi olarak sınıflandırılmasını engellemektedir. Bu nedenle factoringin karma nitelikte bir sözleşme olması söz konusudur. Factoring işleminin Alacağın temliki, kredi sözleşmesi, hizmet sözleşmesi, vekalet sözleşmesi, iş görme sözleşmesi, gibi sözleşmelere ait unsurları taşıması onun atipik bir sözleşme olarak kabulüne neden olmaktadır. Bu çerçevede factoring sözleşmesi hukuki açıdan, karz sözleşmesi, alım-satım sözleşmesi ve karma içerikli sözleşme kurumlarıyla açıklanmaktadır

IV – FACTORİNG SÖZLEŞMESİNİN İÇERİĞİ

Factoring sözleşmesi factor ile müşterisi gerçek veya tüzel kişiler arasında iki tarafa borç ve yükümlülük yükleyen bir sözleşmedir. Ancak alacağım temlikinin söz konusu olması nedeniyle borçlunun da sözleşmenin bir unsuru olarak kabulü gerekecektir.

Factoring sözleşmesi alacağın temlikinin tabi olduğu yazılı şekle tabidir ve bu bir geçerlilik şartıdır. Bir alacağın factor’e temlik edilmesi ile birlikte, alacağa ilişkin bütün fer’i hak ve menfaatler de factor’e geçecektir.

V – TARAFLARIN HAK ve BORÇLARI

Factoring sözleşmesinde temel olarak müşteri, temlik tutarına kadar alacağın varlığını ve tahsil edilebilirliğini factor’e taahhüt eder. Factor de sözleşmede belirlenecek oranlardaki faiz ve ücretini aldıktan sonra kalan tutarı müşteri hesabına alacak olarak kaydeder.

Factoring sözleşmesinde müşterinin bazı yükümlülükleri de düzenleme bulacaktır. Buna göre müşterinin; factor tarafından verilen çizelgeleri kullanma, satış faturalarının suretini factor’e yollama, temlik ettiği alacakları borçlularına bildirme, borçlu tarafından müşteriye yapılan ödemelerin factor’e verilmesi, aynı alacağı başkasına temlik etmeme, alacağın ve borçlunun durumu hakkında bilgi verme, bilançoyu gönderme, masrafları karşılama gibi borçları düzenlenebilecektir.

Sözleşmede factor’ün; alacağın temlik bedelini ödeme, bedeli peşin ödeme, bilgi verme borcu yanında, ödeme taleplerini reddetme yetkisi, takas isteme hakkı, gecikme faizi isteme hakkı,  diğer hizmetler için ücret isteme hakkı, düzenlenebilecektir .

VI – SÖZLEŞMENİN SONA ERMESİ

Factoring sözleşmesi belirli bir süreyle yapılmışsa doğal olarak bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erecektir. Tarafların karşılıklı yükümlülüklerini yerine getirmemesi, tarafların ticari faaliyetlerine son vermeleri veya haklarında iflas kararı alınması, konkordato açılması halinde taraflar sözleşmeyi feshedebileceklerdir.

FACTORİNGİN TÜRKİYE UYGULAMASI

I – GENEL OLARAK

Factoring kavramı,  bir finansman tekniği ve sözleşme tipi olarak bankacılık ve hukuk terminolojisine 1983 yılında “Ödünç Para Verme İşleri Hakkında KHK” ile girmiştir ve ülkemizde pek de uzun bir geçmişi olmayan bir kurumdur.  Yeni bir finansman modeli olmasına rağmen factoring ülkemizde hızlı bir şekilde yaygınlaşmış ve sektörde vazgeçilmez bir yer edinmiştir.

Ülkemizde factoring hizmetinden en çok yan sanayi şirketleri, kobiler, tekstil, gıda, hizmetler sektörü, otomotiv, makine, teçhizat, yedek parça, büro malzemeleri, temizlik sağlık ve yayıncılık sektörleri yararlanmaktadır.

İlk yıllardan günümüze kadar gelişmekte olan sektörün zamanla yasal düzenlemelerden kaynaklanan sorunları artmıştır. Buna karşılık factoring kurumu ile ilgili olarak müstakil bir kanuni düzenleme yapılması yoluna halen gidilmemiştir. Avrupa ülkeleri ve ABD ‘de de genel hukuk kurallarına göre faaliyetlerini sürdüren factoring ile ilgili düzenleme yapma eğilimi azdır. Factoring kurumuna doğrudan etkileri bulunan Türk mevzuatı çeşitlidir.

 

II – BORÇLAR KANUNU AÇISINDAN FACTORİNG

Factoring bir Borçlar Hukuku sözleşmesi olmasına rağmen Borçlar Kanunu’nda açıkça düzenlenmemiştir. Ancak kanunun benimsediği sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca, tarafların BK. 19 ve 20. maddelerine aykırı olmadığı sürece diledikleri tip ve kapsamda sözleşme yapmaları mümkündür.

Factoring yapısı itibariyle Borçlar Kanununda düzenlenmiş olan birçok sözleşmenin unsurlarını barındıran karma tipli bir sözleşme olarak karşımıza çıkar. Müşteriye alacak karşılığında avans verilmesi satım ve ödünç olarak değerlendirilebilecektir. Genel olarak alacağın temliki olarak değerlendirilebilecek factoring ivazlı olarak gerçekleştiğinden, alacağım temlikinin sebebi olarak satımın ortaya çıktığından bu hal BK. 169. maddesine uygun gelmektedir. Dolayısıyla factoringde sattım (BK. 182 vd.) ve ödünç (BK. 306 vd.) sözleşmelerinin ön plana çıktığı gözlenir .

Factoringin temel unsurlarından olan hizmet fonksiyonu için Borçlar Kanunu’nun vekâlete ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Ancak uygulamanın kapsamı sözleşmenin kapsamı ile sınırlı kalacaktır. Mesela, vekâletten azil ve istifanın her zaman mümkün olduğunu düzenleyen BK. 396. maddesi hükmü, sürekli bir ilişki kuran factoring sözleşmesine uygulanamayacaktır

Factoring faaliyetinin esaslı unsuru olan alacağın temliki, Borçlar Kanunu ‘nun 162 ve devamındaki maddelerde düzenleme bulmaktadır. Factoringe alacağım temliki fonksiyonu nedeniyle bu hükümler uygulanacaktır. Açıklamalardan anlaşılacağı üzere hakkında açık bir düzenlemenin olmaması factoring sözleşmesinin yasa uygun ve geçerli bir şekilde akdedilmesine engel teşkil etmemektedir ve sözleşmenin yapılabilmesi ve hüküm ifade edebilmesi için gerekli olan yasal çerçeve mevcuttur

 

III – TÜRK TİCARET KANUNU AÇISINDAN FACTORİNG

Bilindiği üzere TTK’n unda poliçe, bono ve çek gibi kıymetli evrakların devri usulü düzenlenmektedir. Kıymetli evrakların devri usulü olan ciro TTK’n un 559-562. Maddelerinde düzenleme bulmaktadır. Ancak burada çoğunlukla tartışılan konu faturalı alacakların devredilmesi usulüdür. Faturalar TTK da düzenlendiği şekilde kıymetli evrak olmadıkları için ciro yoluyla devredilmeleri mümkün değildir. Bu nedenle faturalı alacakların ciro yoluyla değil. BK ‘da düzenleme bulan alacağın temliki hükümlerinin uygulanması söz konusu olacaktır. Factoring sisteminin gerçek anlamda amasına hizmet edebilmesi için, alacakların mutlaka ticari faaliyet sonucu mal ve hizmet satışı sonucunda kesilmiş faturaya dayanıyor olmasının aranması gerekir . Bunun tersine gelişen uygulama, TCK da suç olarak düzenlenen bir mesleğin yasal görünümüyle yapılması olmaktan ileri gidemeyecektir. Ayrıca faturaların gelişmiş ülkelerdeki örneklerinde olduğu gibi kıymeti evrak olarak kabul edilmesi gereklidir [60].

 

IV – FACTORİNGİ DÜZENLEYEN MEVZUAT

1.      Genel Olarak

Ödünç Para verme İşleri Hakkındaki Yönetmelik Haziran 1994 te yürürlüğe girinceye kadar ülkemizde Factoring adı altında anonim şirketlerin kurulması herhangi bir izne tabi değildi ve normal usullerle Sanayi ve Ticaret Bakanlığından izin alınmak suretiyle kurulabilmekteler idi. Bu kolaylık kurulan şirket sayısının çok fazla artmasına neden olmuştu [61].

Ayrıca Bankacılık Kanunu uyarınca factoring işlemlerinin, bankaların verebilecekleri kredi kriterlerine tabi olduğu yönündeki kabuller nedeniyle bankaların kredi pazarlarını daraltmak istememelerinin bir sonucu olarak, iştirak şeklinde işleyen factoring şirketleri kurarak bu konudaki faaliyetlerine devam ettikleri gözlenmiştir .

Mali piyasada yaşanan bu gelişmeler, kontrolsüz bir biçimde büyüyen sektörün düzlenmesi gerekliliğini doğurmuştur. Bu ihtiyaç doğrultusunda 90 Sayılı Ödünç para Verme İşlerine Sair KHK, 565 sayılı KHK  ile büyük ölçüde değişikliğe uğrayarak, ikrazatçılar, finansman şirketleri ve factoring şirketlerinin faaliyetleri tanımlanmıştır.

Daha sonra Hazine Müsteşarlığı tarafından, “Factoring Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik” ile factoring şirketleri ile ilgili olarak ayrıntılı bir düzenleme yapılması yoluna gidilmiştir. Böylece tüm dünyada kabul gördüğü şekilde ve gerçek anlamda factoring işlemleri yapacak kişi ve şirketler düzenlenmiş olup, bunarın ikrazatçılık faaliyetinden hukuki çerçeve olarak ayrılması sağlanmıştır .

2.      Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname

KHK’nin 1, 2, 3, 12, 13 ve 14. maddelerinde factoringe ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Sırasıyla maddeler:

  • 1. Maddede, KHK’nin amaçları arasında diğer finans kuruluşları yanında factoring şirketlerinin de faaliyetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi olduğu düzenlenmiştir.
  • 2. Maddede, ikrazatçılar, finansman şirketleri ve factoringlerin bu KHK hükümlerine tabi olduğu düzenlenmiştir.
  • 3. Maddede,” Factoring Şirketi”; mal ve hizmet satışlarından doğmuş veya doğacak alacakları temellük ederek tahsilini üstlenen, bu alacaklara karşılık ödemelerde bulunarak, finansman sağlayan şirketler olarak tanımlanmıştır.
  • 12. Maddede, factoring şirketleri, Bankacılık Denetleme ve düzenleme kurulunun ön iznine tabi olarak kurulacakları, bu şirketlerin kuruluşlarının ticaret siciline tescili tarihinden itibaren 180 gün içerisinde faaliyet izni almak için BDDK ya başvurmamaları halinde faaliyet izninin verilmeyeceği düzenleniştir.
  • 13. Maddede, BDDK ‘nın factoring şirketlerinin kuruluş ve faaliyet esasları ile ilgili usul ve esasları düzenlemeye yetkili olduğu, BDDK ‘nın factoring şirketlerinin uygulayacakları faiz oranları ve alacakları diğer masraf ve giderlerin azami oranlarını tespite serbest bırakmaya yetkili olduğu düzenlenmiştir. Ayrıca factoring şirketlerinin ana faaliyet konuları dışında başka işle iştigal edemeyecekleri, teminat mektubu veremeyecekleri, mevduat veya her ne ad altında olursa olsun biri ivaz karşılığı para toplayamayacakları düzenlenmiştir. Ancak Sermaye Piyasası Kanuna göre menkul kıymet ihracı ile uluslararası piyasalardan ödünç para alınması bu hükmün dışında tutulmuştur. Bunun yanında factoring şirketlerinin ana sözleşme değişikliklerine izin verilebilmesi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan uygun görüşünün alınmasına bağlı tutulmuştur. Yine BDDK; KHK hükümlerinin uygulanmasını izlemek amacıyla, factoring şirketlerinden belirleyeceği esaslar ve örneklere uygun olarak cetvel rapor ve mali tablolar istemeye, mali bünyeleri ve kaynaklarının kullanımı ile ilgili standart rasyoları, bu rasyolar ile mali tabloların gerekli görüldüğü takdirde yayımlanmasına ilişkin usul ve esasları, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının da görüşlerini alarak tesbite yetkili kılınmıştır.
  • 14. Madde, “denetleme” başlığıyla düzenlenmiş olup; bu Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi factoring şirketlerinin faaliyetlerinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, ikrazatçıların faaliyetleri ise Müsteşarlıkça (Hazine) denetleneceği düzenlenmiştir. Maliye Bakanlığı da, factoring şirketlerini her halükarda denetleme yetkisini haiz olduğu hüküm altına alınarak, bu Kanun Hükmünde Kararnameye tabi gerçek ve tüzel kişiler, denetim elemanlarınca istenecek her türlü bilgiyi vermek, defter ve belgelerini ibraz etmek ve incelemelere hazır tutmak zorunda oldukları düzenlenmiştir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu factoring şirketlerinden, her türlü bilgi ve belgeyi talep edebilecektir.

3.    Faktoring Şirketlerinin Kuruluş Ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik

Hazine Müsteşarlığı tarafından 21.12.1994 tarihinde 22148 sayılı RG de yayınlanarak yürürlüğe giren Faktoring Şirketlerinin Kuruluş Ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik, 90 sayılı Ödünç Para verme İşlerine İlişkin KHK ‘nin çizdiği çerçevede Factoring şirketlerinin kuruluş ve çalışma esaslarını düzenlemektedir.

a)      Factoringin Amacı

Yönetmeliğin amacı ve düzenlemesinin kapsamı 1. Maddede belirtilmiş olup, Ödünç Para Verme İşleri Hakkında 30.09.1983 tarihli ve 90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 545 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 13 üncü maddesi hükümlerine göre; faturaya veya mal veya hizmet satışından doğmuş olduğunu tevsik eden diğer belgelere dayalı mal ve hizmet satışlarından doğmuş veya doğacak alacakları temellük ederek tahsilini üstlenen ve bu alacaklara karşılık ödemelerde bulunarak finansman sağlayan faktoring şirketlerinin kuruluş ve çalışma esaslarını belirlemektir.

Maddenin düzenlenişinden anlaşılacağı üzere factoring şirketleri ancak faturaya dayalı mal ve hizmet satışlarından doğan alacakları temellük edebilecektir. Böylece factoring şirketlerinin kayıt dışı ekonominin unsuru olmasının ve diğer finansman kuruluşları ve ikrazatçılıktan kesin olarak amacı itibariyle de ayrılması söz konusudur. Factoring şirketleri bu düzenleme şekliyle ancak reel ekonomiye ve onun belgelenebilir faaliyetlerine finansman sağlamak için faaliyette bulunabilecektir.

Bankalar, Sigorta şirketleri ve özel kanunlarına göre ödünç para vermeye yetkili kılınan kuruluşlar ile tüzel kişilerin doğrudan veya ortak veya iştirakleri vasıtasıyla dolaylı olarak ortaklık ilişkisi içinde bulundukları diğer tüzel kişilere ödünç para vermeleri ve Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca yapılan işlemler hakkında bu yönetmelik hükümleri uygulanmayacaktır. Böylece bir düzenlene ile yönetmeliğin etkinlik alanı kesin olarak belirlenerek, yetki karmaşasının önüne geçilmek amaçlanmıştır

b)     Faktoring Şirketlerinin Kuruluşu ve İzin

Faktoring şirketleri kurulması için Hazine Müsteşarlığından ön izin ve bununla birlikte kuruluşu takiben faaliyet izni alınması gerekmektedir. Bu yönetmelik hükümlerine göre faaliyet izni almayan şirketler faktoring işlemleri ile iştigal edemeyeceklerdir.

İzin daha önce bahsettiğimiz şekilde Ödünç Para Verilme İşleri Hakkında KHK ‘nın 12. maddesinde, Bankacılık Denetleme ve düzenleme kurulunun ön iznine tabi olarak kurulacakları, bu şirketlerin kuruluşlarının ticaret siciline tescili tarihinden itibaren 180 gün içerisinde faaliyet izni almak için BDDK ya başvurmamaları halinde faaliyet izninin verilmeyeceği düzenleniştir. Görüldüğü üzere mevzuatımızda Factoring şirketlerinin kuruluş izni ile ilgili ikili bir düzenleme bulunmakta ve her iki düzenleme izin mercii olarak iki ayrı kurumu işaret etmektedir. Ancak bahis konusu yönetmelik daha yeni tarihli ve özel bir düzenleme olduğundan izin işlemlerinde esas alınacağını düşünüyoruz. Kanunlar hiyerarşisi gereğince, yönetmeliklerin kendisinden daha üst bir düzenleme olan ve çerçeveyi belirleyen kanun ve KHK gibi düzenlemelere aykırı olmaması gerekecektir.

Yönetmelik uyarınca yurt dışında kurulu faktoring şirketlerince yurt içinde ilk şube açılması Hazine Müsteşarlığının iznine tabidir. Bu faktoring şirketlerinin, faktoring şartları taşıması gereklidir. Yurt dışında kurulu faktoring şirketlerince ilk şube dışında şube açılması, faktoring şirketlerince şube açılmasıyla aynı esas ve usullere tabi olacaktır. Yine Faktoring şirketlerinin irtibat bürosu açmaları Müsteşarlığın iznine tabidir.

İrtibat büroları, Hazine Müsteşarlığından izin alındıktan sonra 90 gün içerisinde Ticaret Sicili’ne tescil ve ilan ettirilerek faaliyete geçebilirler. İrtibat bürosundan sorumlu personelin 3 üncü maddesinin (d) bendinde belirtilen nitelikleri haiz ve en az lise mezunu olması gerekecektir ve faktoring şirketlerince diğer şahıslara temsilcilik veya acentelik veremeyeceklerdir.

c)      Kuruluş İzni Şartları

Faktoring şirketlerinin kurulmasına ilişkin izin şartları yönetmeliğin 3.maddesinde düzenleme bulmuştur. Buna göre, faktoring şirketlerinin kuruluşuna izin verilebilmesi için;

  • Anonim şirket statüsü taşımaları,
  • Ödenmiş sermayelerin 3 trilyon Türk Lirasından az olmaması
  • Hisse senetlerinin tamamının nama yazılı olması ve nakit karşılığı çıkartılması,
  • Sermayenin %10 ve daha fazlasına sahip gerçek kişi ortaklarının, 35 sayılı Kanun hükmünde Kararname ile ek ve değişiklikleri uyarınca haklarında tasfiye kararı alınmamış olması,
  • Ortakların müflis veya konkordato talep etmiş olmamaları,
  • Ağır hapis veya 5 yıldan fazla hapis yahut zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolalı iflas gibi yüz kızartıcı suçlardan mahkumiyetlerinin bulunmaması ve vergi kaçakçılığı veya vergi kaçakçılığına teşebbüs suçlarından dolayı hüküm giymemiş olmaları,
  • Tüzel kişi ortakların, % 10 ve daha fazla paya sahip olan ortaklarının, 3. Maddenin (d) bendinde bendinde sayılan şartları taşımaları,
  • Tüzel kişi ortakların mali bünyelerinin, şirketin kuruluşunda taahhüt ettikleri sermaye miktarını karşılayabilmesi,

gerekir.

ç)   Başvuruya Eklenecek Bilgi ve Belgeler

Faktoring şirketlerinin kuruluşunda, başvuruya eklenecek bilgi ve belgeler, yönetmeliğin 4. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre faktoring şirketi kurmak üzere yapılacak başvurulara aşağıdaki bilgi ve belgeler eklenir:

  • Şirket ana sözleşme örneği,
  • Gerçek kişi kurucu ortakların ayrıntılı özgeçmişleri, nüfus kağıdı örnekleri, ikametgah ilmühaberleri, bir önceki yıla ait gelir vergisi beyannameleri ve yönetmeliğin Ek(1)’ de yer alan örneğe uygun olarak doldurulacak kurucu tanıtım formları,
  • Sermayenin % 10 ve daha fazlasına sahip ortaklarının, 35 sayılı Kanun hükmünde Kararname ile ek ve değişiklikleri uyarınca haklarında tasfiye kararı alınmamış olması,
  • Müflis veya konkordato talep etmiş olmadıklarına, Ağır hapis veya 5 yıldan fazla hapis yahut zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolaylı iflas gibi yüz kızartıcı suçlardan mahkumiyetlerinin bulunmadığına ve vergi kaçakçılığı veya vergi kaçakçılığına teşebbüs suçlarından dolayı hüküm giymemiş olduklarına, dair ilgili mercilerden alınan belgeler, ile yönetmelik Ek: (4) ve Ek (5)’de yer alan taahhütnameler,
  • Tüzel kişi kurucu ortakların son üç yıla ait bilanço, gelir tablosu ve varsa faaliyet raporları ile yönetmelik Ek (2) de yer alan örneğe uygun olarak doldurulacak kurucu tanıtım formları,
  • Şirketin sermayesinin % 10′una veya daha fazlasına sahip tüzel kişi ortakların sermayesinde % 10 ve daha fazla paya sahip olan ortaklarının, yönetmeliğin 3 üncü maddesinin (d) bendinde sayılan şartları taşıdıklarına ilişkin belgeler,
  • Şirketin kurulması ile ilgili olarak hazırlanan ve yapılması düşünülen faktoring işlemlerine ilişkin açıklamaları içeren rapor.

Başvuruya eklenecektir.

d)     Faktoring Şirketlerinin Faaliyete Geçiş Şartları

Yönetmeliğin 5.maddesi faktoring şirketlerinin faaliyete geçiş şartlarınızı düzenlemektedir. Buna göre, şirketler kuruluşlarının Ticaret Siciline tescil tarihinden itibaren en geç 180 gün içinde faaliyet izni almak için Hazine Müsteşarlığı’nın Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü’ne başvuracaklardır. Bu süre, ön izin tarihinden itibaren 12 ayı geçemeyecektir.

Faktoring şirketinin genel müdürün, genel müdür yardımcılarının ve bunlar dışında birinci derecede imza yetkisine sahip olan yöneticilerden en az bir tanesinin hukuk, iktisat, işletmecilik, kamu yönetimi, maliye, bankacılık veya mühendislik-işletmecilik dallarında yüksek öğrenim gördüklerine veya bu dallardan herhangi birinde yüksek lisans derecesine sahip olduklarına veya diğer alanlarda yüksek öğrenim görenlerin mali alanda en az 5 yıllık mesleki deneyime sahip olduklarına ilişkin belgeleri yönetmelikte belirtilen diğer belgeler ile birlikte sunmaları gerekecektir.

e)      Faktoring Faaliyet İzninin İptali

Yönetmeliğin 6. Maddesi uyarınca belge tarihini izleyen 1 yıl içerisinde kullanılmayan faaliyet izinleri geçersiz sayılacaktır. Ortakları kuruluşta aranan şartları kaybeden veya 8 inci madde dışındaki hükümlere aykırı işlem yaptığı tespit edilen veya Yönetmelik uyarınca Hazine Müsteşarlığına gönderilmesi gereken bilgi ve belgeleri Hazine Müsteşarlığınca belirtilen sürelerde göndermeyen faktoring şirketlerine, bu durumlarını düzeltmeleri için üç aya kadar süre verilecek; bu süre içinde durumlarını düzeltmeyenlerin faaliyetleri 1 ay süreyle geçici olarak durdurulacaktır. İlk durdurmadan itibaren bir yıl içinde faaliyetleri ikinci kez geçici olarak durdurulan veya 8 inci maddeye aykırı işlem yaptığı veya adres değişikliğini süresi içerisinde tescil ettirerek Hazine Müsteşarlığı Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü’ne bildirmediği tespit edilen faktoring şirketlerinin faaliyet izinleri iptal edilecektir. Faaliyet izni bulunmayanlar ve faaliyet izni iptal edilenler faktoring işleri ile iştigal edemeyecek, ticaret ünvanlarında, ilan ve reklamlarında veya işyerlerinde faktoring işleriyle iştigal ettikleri izlenimi yaratacak hiçbir kelime, deyim ve işaret kullanamayacaklardır.

 

f)       Faktoring Şirketlerinin Yapamayacakları İş ve İşlemler

Yönetmeliğin 8. Maddesi faktoring şirketlerinin yapamayacakları iş ve işlemlerin sayılması yoluna gidilmiştir. Buna göre faktoring şirketleri:

  • Faktoring faaliyetleri ile doğrudan ilgisi bulunmayan faaliyet ile iştigal edemezler.
  • Teminat mektubu veremezler.
  • Mevduat veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı para toplayamazlar.(Sermaye Piyasası Kanununa göre menkul kıymet ihracı ile uluslararası piyasalardan ödünç para alınması bu hükmün dışındadır.)
  • Kambiyo senetlerine dayalı olsa bile fatura veya alacağın bir mal veya hizmet satışından doğmuş olduğunu tevsik eden benzeri belgelerle ilişkilendirilemeyen alacakları satın alamazlar.

Yönetmelik bu düzenlemesi ile faktoring şirketlerinin bankacılık ve sermaye piyasasına tabi kuruluşların işlemlerini yapmasının yasaklanması amaçlanmıştır. KHK’deki düzenlemeye paralel olarak yönetmelikte de factoring şirketlerinin bir faturaya veya mal ve hizmet satışına ilişkin olduğu belgelenemeyen alacakların satın alınamayacağı düzenlenmiştir.

g)      Faktoring Şirketlerinin Borçlanma Sınırı

Yönetmeliğin 9. maddesinde factoring şirketlerinin borçlanma sınırı düzenleme bulmuştur. Buna göre; faktoring şirketleri öz kaynaklarının 15 katından fazla borçlanamayacaklardır. Bu maddede geçen Öz kaynaklar deyimi; faktoring şirketlerinin ödenmiş sermayesi ile yedek akçelerinin toplamından varsa bilanço zararlarının düşülmesi sonucu elde edilen bakiyeyi ifade etmektedir.

ğ)     Faktoring Şirketlerinin Yazılı Sözleşme Yapma Zorunluluğu

Yönetmeliğin 10. maddesine göre faktoring şirketleri hizmet verecekleri kişi ve kuruluşlarla yazılı bir faktoring sözleşmesi akdetmek zorundadırlar. Bu düzenleme, işlem güvenliği, tarafların hak ve yükümlülüklerinin tespiti, denetime elverişlilik ve hukuki işlem güvenliği açısından zorunlu niteliktedir. BK uyarıca alacağın temlikinin yazılı olması zorunluluğu karşısında, temlik ilişkisinin çerçevesini belirleyen sözleşmesin yazılı olması gerekliliği tartışmasızdır.

 

h)     Factoring Şirketlerinin Bilgi Verme Yükümlülüğü

Sermaye piyasası kuruluşları için düzenlenen bilgilendirme yükümlülüğündeki müşteriyi bilgilendirme yükümlülüğünün tersine yönetmeliğin 11. maddesi ile faktoring şirketlerinin faaliyetleri hakkında yıllık dönemler itibari ile bilanço, kar-zarar cetvelleri ile yıllık faaliyet raporlarının, genel kurul toplantılarının yapılmasını takip eden ayın sonuna kadar, Hazine Müsteşarlığınca belirlenecek hesap özetleri ile istatistiki tabloları istenilen dönemlerde ait olduğu dönemi takip eden ayın sonuna kadar, Hazine Müsteşarlığına gönderilmesi gerektiği düzenlenerek, denetimle yükümlü kuruluşun bilgilendirilmesi söz konusu olmaktadır.

 

ı)     Factoring Şirketlerinin Denetimi

Faktoring şirketlerinin faaliyetleri yönetmeliğin 12. maddesi uyarınca, Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı tarafından denetlenmektedir. Faktoring şirketleri, denetim elemanlarınca istenecek her türlü bilgiyi vermek, defter ve belgelerini ibraz etmek ve incelemeye hazır tutmak zorundadırlar.

Faktoring şirketleri yönetmeliğin 12/II maddesi uyarınca, yıllık mali tablo ve raporlarını bağımsız denetim kuruluşlarına denetlettirir ve denetleme raporunun bir örneğini Hazine Müsteşarlığına gönderirler.

Faktoring şirketlerinde denetim yapacak bağımsız denetim kuruluşlarının Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu veya Sermaye Piyasası Kurulunca yetkilendirilmiş olması gerekmektedir.

 

SONUÇ

Factoring işlemi, çeşitli işlevleri bir pakette toplayıp sunan bir finansman aracıdır. Bu nedenle factoringi bir alacak tahsil yöntemi olarak görmek ve açıklanan diğer fonksiyonlarıyla anmak doğru olmayacaktır. Factoring içerdiği her kanuni ve işlemsel unsuru barındıran ancak, bir arada bulunmaları nedeniyle bunları her birini aşan komple bir işlemdir. Factoringin her biri genel kanunlarla düzenlenmiş olan fonksiyonlarının bir araya gelip yeni, “adsız bir sözleşme” oluşturması bile factoring hakkında müstakil bir yasal bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmasını sağlamamıştır. Sağladığı her hizmetin kanuni karşılığı bulunabilen factoringin sadece kuruluş, izin ve piyasada uygulama birliği ve düzenin sağlanması açısından, işleyişinin yönetmelik ile düzenlenmesi yoluna gidilmiştir. Factoringle ilgili olarak yürürlükte olan KHK ile Yönetmelik hükümlerindeki çelişen yönler, kanunlar hiyerarşisi ve yorum yöntemlerinin uygulanması ile uygulamada sorun yaratmamaktadır.

Factoring bir ticari işletme için devamlı surette başvurulabilecek bir finansman yöntemi değildir ve olmamalıdır. Riski üstlenmesinin bir gerekliliği sonucu yüksek faiz, komisyon ve ücretler alabilecek olan factoring şirketlerine, ancak kısa vadeli ve zorunlu finansman ihtiyaçlarında başvurmak akılcı olacaktır. Bu durumun farkında olan işletmeler, tahsili garanti görülen alacakları açsından factoringden kaçınıp, riskli gördükleri açısından bu alacağa ilişkin faiz ve komisyona katlanarak factor’e temliki yoluna gitmektedirler. Factoringin akılcı kullanımı riskin dağıtılması ve düzenli nakit akışının sağlanması için yararlı olacaktır.

Dünya ekonomisindeki dönemsel belirsizlikler, ekonomik, mali dalgalanmalar, sıkıntılı dönemlerdeki nakit akışını, işletmelerin varlıklarının devamı için zorunlu kılmaktadır. İşte bu ortamda hizmetinden daha yoğun olarak yararlanılabilecek olan factoring şirketleri, dönemsel çalkantıların ve dalgalanmaların atlatılması sırasında tartışılmaz bir rol üstlenirler. Ülkemizde de sıkça kullanılan factoring, çok kısa sürede hızla büyüyerek popüler bir finansman aracına dönüşmüştür. Gelecekte de Türk ekonomisine çağdaş bir finansman aracı olarak daha geniş hizmetler vereceği kuşkusuzdur.