1 .MAKSDER i kısaca bizlere anlatır mısınız ?
Mobilya Aksesuar Sanayicilerini bir çatı altında toplamak için yedi yıl önce kurulan Mobilya Aksesuar Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Munis Tezbaşaran 18 üye ile çıktıkları yolda bugün 43 üye olduklarını belirtti. Derneğe üye olmak için sektörde üretim yapma zorunluluğu bulunduğunu, ancak bunun yeterli olmadığını ifade eden Tezbaşaran, “Bizim amacımız, üyelerimizden istihdamın yaratılması, bunun için üretim yapacak, üretimi Türkiye’de yapacak ve en az 25 kişiye istihdam sağlayacak firmaları üye olarak derneğimize alıyoruz.” dedi.
MAKSDER’i kurmadan önce fuarlarda karşılaştıkları aynı iş kolundan olan insanları rakip olduğu düşüncesi ile birbirine selam bile vermediğini belirten Tezbaşaran, şimdi ise tecrübe paylaşımı yaptıklarını belirterek derneğin üstlendiği misyona dikkat çekti. Mobilya aksesuarlarının ; mobilyanın üretim bedeli içindeki miktarının yüzde 5’i geçmediğini ifade eden MAKSDER Başkanı şunları söyledi: 20 sene öncesiyle kıyasladığımızda her şey çok değişti. Eskiden sadece yatak, yemek ve oturma odası algısı vardı ancak son 20 yılda buna banyo ve mutfak mobilyaları da eklendi. Bunlar için menteşeler ve raylarda yavaş kapanır sistemler, mobilyayı bir arada tutan parçalar, mobilya aydınlatmalarını söyleyebiliriz. Ray sistemleri ki bunun mekanizmasını göremezsiniz, ancak çekmeceyi açınca içindeki dizayn ve aksesuarlar hemen gözünüze çarpar. Tüm bütün bunlar mobilyaya hayat veren parçalardır, mobilyanın gizli kahramanlarıdır.”
Derneğin sektörün sorunlarına çözüm bulma konusunda faaliyetlerini sürdürdüğünü de hatırlatan Başkan, yapılan toplantılarda da fikir alışverişinde bulunduklarını da belirterek MAKSDER ve sektöre hakkındaki global bakışlarını bizimle paylaştı.
2.Türkiye’de mobilya aksesuar sektöründe MAKSDER ’in konumunu değerlendirir misiniz?
Türkiye, yabancı bir markanın lider olmadığı tek G20 ülkesi olma özelliğini taşıyor. MAKSDER üyeleri olarak yenilikçi yaklaşımımızın bunda payı olmasından dolayı gururluyuz. Türkiye’de mobilya aksesuar sektörü hacim olarak Avrupa’ya kıyasla çok büyük sayılmaz. MAKSDER olarak Türkiye pazarında %70’lik bir pazar payına sahibiz. Fakat son yıllarda özellikle tüketicilerin sadece satın aldıkları mobilyalarda değil, bunlara hayat veren mobilya aksesuarlarında da “fonksiyon ve kalite” öğelerini önemli ölçüde aramaları nedeniyle, mobilya aksesuar sektörünün her yıl %15-20 arasında önemli bir oranda büyümekte olduğunu belirtebiliriz. Bu da MAKSDER üyelerinin kalite, fonksiyon ve tasarıma önem veren firmaları için sevindirici bir gelişmedir diye düşünmekteyim. MAKSDER , üyelerinin sadece Türkiye içinde değil yurt dışındaki satışları için de destek vermeye devam ediyor.
3.MAKSDER marka tanıtımı ve yabancı alım heyetleri ile görüşmelere katkısı;
MAKSDER olarak öncelikle Türkiye’de her yıl düzenlenen İntermob fuarında bulunan standımızda yabancı heyetlerle veya bireysel yabancı firmalarla bir araya gelerek MAKSDER üyelerinin yapmış olduğu ürünleri ve üyelerimizi tanıtıyoruz.
Ayrıca Almanya’da düzenlenen ZOW fuarında yine MAKSDER kullanımına tahsis edilen standa yabancı heyetlerle veya bireysel yabancı firmalarla bir araya gelerek Maksder üyelerinin yapmış olduğu ürünleri ve üyelerimizi tanıtıyor ve kendileri ile buluşturuyoruz. Bunun dışında yine ZOW ile işbirliğimiz dahilinde Moskova fuarında üyelerimizi ve MAKSDER tanıtmaya devam edeceğiz.
Tüm bu fuar tanıtımlarının dışında üyelerimiz arasında bulunan Mobilya Dekorasyon dergisinin MAKSDER üyelerine vermiş olduğu katkı ile katılımını gerçekleştirdikleri tüm Dünya fuarlarında MAKSDER ve üyeleri tanıtımı bir diğer doğal bir yoldan yapılmaktadır.
Buradaki amaç MAKSDER ’in marka olarak iyi bir noktaya taşınması ve MAKSDER çatısı altında faaliyet gösteren üyelerimizin bu markayı daha da yukarıya taşıyacak şekilde, kalite, fiyat, servis ve üretilen ürünün arkasında devamlı durarak kullanıcıya güven verebilmesidir. Bizim her zaman inandığımız devamlılık felsefesine göre Dünya’daki müşterilerimizle tüm üyelerimizi aynı platformda buluşturmanın çalışması içindeyiz. Bunun için gerek Türkiye ve gerekse yurt dışında fuarlara iştirak ederek üyelerimizi tanıtan katalog ve web sitemizle üyelerimizle müşterilerimizi bir araya getirmek gerektiğine inanmaktayız.
4. MAKSDER açısından 2014 yılı ile alakalı öngörüleriniz nelerdir?
Üyelerimizin üretim kapasitelerimizi de artırmak üzere yaptığı yatırımlarla 2013 yılında da istikrarlı büyümemizi sürdürürken yeni tesis ve yeni ürün yatırımlarımızla üretim kapasitelerimizi artırdığımızı ifade edebilirim.
2014 yılında da MAKSDER üyelerinin öncelikle global bir oyuncu olarak bu pazarlardaki paylarını artırmasını bekliyoruz. Üyelerimizin almış olduğu uluslararası ödüller, doğru yolda ilerlediğimizi bir anlamda belgeliyor.
Burada ivmeyi meydana getiren hareket ; kullanıcıların gelir seviyeleri arttıkça; kalite, fonksiyon ve konfora önem verilmekte ve bu dolayısı ile yaşam şartlarının iyileştirilmesi güdüsü ile mobilya , beyaz eşya ve otomobil ihtiyacı öncelikli alımlar grubunda olmaktadır.
Aslında 2014 yılı için genel bir değerlendirme yapmak gerekirse ; sizlerin de bildiği gibi eski senelerde Türkiye’nin ekonomisi genelde yurt içindeki siyasi beklentilere ve yaşanan olaylara göre değişmekteydi. Şimdi ise ekonomi daha büyük oranda yurt dışı kaynaklı ekonomik ve siyasi etkilere göre değişmektedir. Bu nedenle bu büyüme öngörümü istikrarlı bir politikalar olacağı öngörüsüne göre yapmaktayım.
5. MAKSDER olarak Ar-Ge konusundaki çalışmalarınızdan biraz söz edebilir misiniz? İhracatta elde edilen başarılara karşın; sadece rekabetçi ve inovatif olanların ayakta durabildiği zorlu bir sektörümüz var. Bu noktada sürekli yatırım yapan ve Ar-Ge’ye önem veren firmaların , bu sorunları kolaylıkla aşacağını düşünüyoruz. Sürekli yenilik ve gelişime odaklanan firmaların, ürünlere/markaya sürekli değer katmaya çalıştıkları noktada, sadece fiyata dayalı rekabet ortamında olmayacaklarına inanıyoruz. Firmaların markalarının stratejisini tamamen bu felsefe ile kurgulamalarını , bugünden sonra bu yönde çalışmalarına daha fazla odaklanmayı planlamalarını tavsiye ediyoruz.
Bu itibarla yeni ARGE merkezlerinin kurulması sektörü yeni ürünler geliştirmek için teşvik edici bir rol üstlenecektir. Bu sayede sanayicinin elde edeceği avantaj üreteceği ürünlere yansıyacağı ve böylece yapılacak yatırımlar sayesinde istihdamın arttırılmasını sağlayacaktır. İstihdam gibi önemli bir sorunla boğuşan Türkiye’nin KOBİ’lere ARGE merkezlerini kurmak için sağlayacağı kolaylıklar sayesinde bu sorunun üstesinden çok daha kolay bir şekilde geleceğini söyleyebiliriz.
Mobilya aksesuar sektörü, teknolojinin ağırlıklı kullanıldığı bir sektör. Gündelik hayatta konforu artıran ve kolaylık sağlayan mobilyaların fonksiyonlarını geliştiren ,mobilyaya hayat veren ürünlere yoğunlaşıyoruz.
6.Tüketicilerin tercihi nereye gidiyor.
TÜKETİCİDEKİ TERCİH ; AKILLI MOBİLYALAR İÇİN AKILLI MOBİLYA AKSESUARLARINA YÖNELMEKTEDİR…
Gelişen teknolojiyle birlikte hızın ve bilginin önemi giderek arttı, bilinçlenen ve tercihleri değişen tüketicinin yaşam alanlarında işlevsellik ve konfora öncelik vermesi akıllı mobilyalara rağbetin artmasını beraberinde getirdi. Kullanıcılar artık ne istediklerini daha iyi biliyorlar ve satın aldıkları ürünlerle ilgili detaylı bilgi sahibi olmak istiyorlar. Bütçe kriterlerinin yanı sıra çağı yakalayan yenilikçi ürünlerle yaşam alanlarına performans katan ve estetik beklentilerini en üst düzeyde karşılayan ürünleri tercih ediyorlar. Yani evde veya ofiste detaylarla hayatlarına dokunan ürünlere kullanıcıların ilgisi, her geçen gün önemli ölçüde artıyor.
Kullanıcılar mobilyada konfor ve işlevselliğe önem verip pratiklik aradıkça mobilya ve mobilya aksesuar üreticilerinin teknolojiyi daha fazla kullanıp, yenilikçi ürünler geliştirmeye yönelmesi kaçınılmaz oluyor.
Dünyadaki “akıllı mobilya seçimi” trendine uyum sağlamanın yolu mobilyaya hayat veren aksesuarları efektif kullanmaktan geçiyor.
7.Tüketiciler nelere dikkat etmeliler …
Görünmeden de olsa mobilya aksesuarları, hayatımıza sürekli dokunarak pratiklik ve konfor katıyor. Tüketici bu detayları yaşam alanlarına dahil ederken; uzun yıllar kullanılacak kalitede olmasına, uygun fiyatlı ancak üretici firma tarafından mutlaka garanti desteği verilen ürünler olmasına dikkat etmesi gerekiyor. Ayrıca mobilya aksesuarları kullanıldığı alana göre güvenlik ve dayanıklılık konusunda gerekli bazı şartları sağlaması gerekir. Ürünlerin kullanılan yaşam alanına göre ilgili testlerinden geçirilip, gerekli belgelerin alınmış olması da satın alma tercihini doğrudan etkilemesi gereken diğer önemli nokta. Örneğin; ıslak ortam mobilyalarında kullanılan aydınlatma sistemlerinin ortama uygunluğu için gerekli güvenlik sertifikalarının alınmış olması, yine ıslak ortamda kullanılan mobilya aksesuarlarının paslanmaya karşı dayanıklılığının garanti edilmiş olması gerekir.
8.Trend bizi nereye götürüyor.
Bugün olduğu gibi önümüzdeki dönemde de mobilya sektöründe teknoloji önemini koruyacak. Kullanım kolaylığı, pratiklik, sessiz çalışma, dayanıklılık, fiyat-kalite performansı tüketicilerin satın alma kararını etkileyecek ancak; konfor, işlevsellik ve şık görünüm sunması mobilya ve mobilya aksesuarı tercihlerinde gelecekte daha da belirleyici olacak.
9.KALİTE-İNOVATİF- ARGE ; TEK BAŞINA YETMEZ , MARKA OLMALIYIZ
Çok iyi bir ürün yapabilirsiniz ancak bir marka ve marka algısını oluşturmadan bir yere varmamız mümkün değil. Bu da AR-GE ve marka yatırımından geçer.
Firmaların hepsinin inovatif üretim yapmasının gerekliliğine de dikkat çeken Tezbaşaran , başlangıçta hayal ürünü olabilir ama bunu gerçeğe uygulayabiliyor ve satışını yapabiliyorsanız mesele yok demektir. Bunun için inovatif ürünlere yönelinmeli, ARGE çalışmaları ile bunlar hayata geçirilmeli , üretim kaliteli olmalı ve tüm bunların sonunda bir marka oluşturularak müşteri yada tüketiciye bu algı verilmelidir.” şeklinde konuştu. “Ürünlerinizi ne kadar kaliteli yaparsanız yapın algıyı karşı tarafa aktaramıyorsanız ürünün değerini artıramazsınız. O zaman 80’li yıllardaki Türkiye tekstil sanayimizde yaşandığı gibi Avrupa’nın taşeronu olmaktan kurtulamayız” diyen MAKSDER Başkanı şöyle devam etti: “Onun için markaya uygun ürün yapacaksınız. Tabii kullanılabilir, satılabilir bir ürün olmalı. Firmalar yeni ürün olmak kaydıyla ürün yaptıkları ve marka oldukları taktirde kendilerini her yere lanse edebilirler. Bu fikrim ; sadece Avrupa için değil dünyanın her yerinde de geçerlidir.