Ahşap’ta Yeni Kurutma Tekniği

Fraunhofer Arayüz Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü adlı Alman kurumuna göre, bu teknik aynı zamanda kimya endüstrisi tarafından da kullanılabilecek hammaddeler de oluşturmakta. Süreç, hâlihazırda pilot ölçekte değerlendirilmekte.

Fraunhofer Arayüz Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü’nce yayınlanan bilgilerde, ormancılık atıkları ve diğer düşük kaliteli ahşabın, ahşap işleme endüstrisi için önemli bir hammadde olan yonga haline getirildiği açıklanmakta. Odun yongaları termik santrallerde ve odun yongası ısıtma sistemlerinde yakıt olarak da kullanılabilmekte. Bununla birlikte, ahşabın yüksek nem içeriği birtakım sorunları da ortaya çıkarabilir. Özellikle, nem, odun yongalarının ağırlığını arttırmakta ve bu da taşınmasını daha da zor hale getirmekte. Fraunhofer Arayüz Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü ayrıca, nemli yükleri depolamanın zor olduğunu ve yağmurdan korunmayan odun yongalarının hızla çürüyeceğini de belirtmekte.

SteamBio projesi, bu sorunların ısı vererek kurutma tekniğiyle üstesinden gelmeyi amaçlamakta. SteamBio projesine Fraunhofer Enstitüsü’ne ilaveten, dört Avrupa ülkesinden 10 ortak daha katılmış bulunmakta.

Fraunhofer Enstitüsü’nün yayınladığı bir bildiride,  Fraunhofer Enstitüsü Bölüm Başkanı ve SteamBio projesinin koordinatörü olan Siegfried Egner tarafından yapılan açıklamaya göre, bu teknik biyokütleyi oksijensiz bir buhar atmosferinde ısıtma şeklinde gerçekleşiyor.

Siegfried Egner “Biyokütle selüloz, linyin (odun özü) ve hemiselüloz olmak üzere, üç ana bileşene sahipken bu süreç hemiselülozu tamamen ortadan kaldırmakta” demekte. Sonuç olarak, biyokütlenin ağırlığı, özgül kalori değeri artırılırken, azalmakta. Süreç, ayrıca, malzemenin suya dayanıklı olmasını da sağlamakta. İlaveten, ahşap yongalar kolayca yüksek oranda reaktif toz haline getirilebilmekte veya pelet olarak sıkıştırılabilmekte.

Isı vererek kurutma yeni bir teknik olmasa da, Fraunhofer Enstitüsü proje mühendisi Bruno Scherer, SteamBio projesinin Fraunhofer Enstitüsü’nde geliştirilen 200 ila 250 santigrat derece arasında çalışmak üzere uyarlanmış bir buhar kurutma teknolojisi kullandığını belirtmekte.

Scherer yaptığı açıklamada “Teknolojiyi özgün kılan şey biyokütlenin içerdiği nem ve ısı vererek kurutmada oluşan buhar halindeki ürünler sistematik olarak işlem haznesinde tutulmakta ve kendileri de süreç ortamın bir parçası haline dönüşmekte. Başka bir deyişle, biz aşırı ısıtılmış buhar ile çalışmaktayız”  demekte.

Fraunhofer Enstitüsü tarafından yayınlanan bilgilere göre, işlemde kullanılan yüksek sıcaklıklar biyokütleyi kurutmakta ve düşük kaynama noktalı uçucu organik bileşiklerin oluşmasına neden olmakta. Selüloz ve linyin katı halde kalırken, uçucu maddeler gaz haline geçmekte. Bu gaz halindeki maddeleri yakalamak ve bunları seçerek ısıtıp sıvı olarak elde etmek için özel kondansatörler kullanılmakta.

Süreci kullanan İspanya’daki bir pilot tesis şu anda çam, meşe ve kayın ağacına ilaveten üzüm budamaları ve zeytinyağı üretiminde oluşan atıkları da hammadde olarak kullanmakta.