Evet soru bu; Nereye gidiyoruz?..
Sektörümüz gün ve gün büyürken,
Kârsızlık,
Aşırı rekabet,
Satış stresi,
Finansal sorunlar,
Bölge ihlalleri,
Kötü işçilikle ilgili sıkıntılar,
Vs… vs…
Soru yine aynı: Nereye gidiyoruz?
Sektörde üretici fabrikaların ana bayilere ve alt bayilere uyguladıkları satış baskısı, artan kotalar, yaz ortasına doğru başlayan çek ödemeleri ile birlikte piyasalarda her türlü ürünün normalden çok daha ucuza satılmasına sebep oluyor… Kapıya dayanan çek ödeme günleri stresi ve bölge ihlalleri, kırılan pazarlarla sonuçlanıyor… Sezonun kısa oluşuna bir de ucuz yapılan işçilikler eklenince, “Ha sana, ha bana, elim kaldı kışa” durumları oluşuyor.
Peki çözüm nedir?
Bunu defaat ile söylesek de yeniden dile getirmeye üşenmiyoruz.
Çok acil olarak sektöre bir çatı oda gerekmektedir.
Dernek değil,
“Oda” diyoruz .
Çünkü sadece odalar işçilik fiyatlarını belirleyebilir,
Dükkan açma kriterlerini bir düzene sokabilir,
Cezai müeyyideleri devlet eliyle tatbik edebilir.
Peki bu oda olmazsa, ne olur?
Bilesiniz olacak olan zaten bir çok il ve ilçede olmaya başlamıştır.
Toptancılar yaz ortasında, fabrika fiyatının altında mal olmasından dolayı toptancılığı bırakma kararı almaya başladılar. Bu durum şu an olmasa da, gelecekte sektörü finanse eden firma kayıpları olarak herkesi etkileyecektir.
Parekendeciler, toptancıların bölge ihlali yapmasıyla, zaten zar zor buldukları projeleri kaybetmekte ve bu yüzden yeni ürünlere, yeni iş arayışlarına yönelmektedir. Parekende dükkanların azalması, ürünlerin tüm il, ilçe ve mahalleye ulaşmamasına yol açacak, bu da pazarda daralmaya sebep verecektir.
Ustalar, düşük işçilik fiyatları yüzünden, boya, izolasyon işlerine ağırlık vermektedirler. Bu devam ederse, işi yaptıracak adam kalmayacak anlamına gelir ki, istediğiniz kadar üretin, istediğiniz kadar finanse edin, eğer uygulamacı yoksa hepsi nafiledir…
Şimdi yeniden diyoruz ki, gelin sektöre sahip çıkalım!
Aksi halde, koskoca sektör, gün ve gün erimeye yüz tutacaktır…
Ve unutmayın;
Sektörde herkes, birbirine görünmeyen bağlar ile bağlıdır.
Demedi demeyin…
Fikret DEMİR
EDİTÖR
