Avrupa’da laminat parke’ye olan talep azalmaya devam ediyor…

Avrupa’lı laminat parke üreticileri gözünü Türkiye pazarına dikti…

Türkiye, Avrupa’nın ikinci en büyük MDF üreticisi , en büyük parke tüketicisidir. Özellikle, yıllık 200 milyon m2 üretim, 80 milyon m2 iç tüketim, 120 milyon m2 ihracatı olan Almanya, Avrupa’daki ekonomik daralmadan ötürü, gerek iç, gerek dış pazarda istediği satışları gerçekleştiremediğinden, Avrupa’daki en büyük tüketim pazarı olan Türkiye’ye karşı her geçen gün, satış baskısını artırmaktadır.

TÜİK raporlarında da net görülen bu durum her geçen gün vahim bir hal almaktadır.
2012 yılında pazarın bir önceki yıla göre aynı olacağını varsayarsak, ithalat oranının % 38-40’a yükseldiği görüyoruz. 2012 yıl sonu itibariyle, Avrupa’dan gelen laminat parke ithalatının, 38-40 milyon m2’lere ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bunda en büyük faktör, özellikle 2012 yılı başından itibaren, Almanya başta olmak üzere, Avrupa menşe’li çok düşük fiyatlı ve kalite olarak yerli ürünün seviyesinin altında ürünlerin yurdumuza ithalat yoluyla gelmesidir.

Türkiye talebinin tamamını karşılabileyecek üretim kapasitesine sahip olan yerli üreticilerin, 2012 yılında laminat parke satışlarında gözlenen gerilemenin neden olduğu, toplam bütçe hedeflerindeki sapmayı telafi etmek için, ihracat yoluyla yeni pazarlar kazanma alternatifi de, zaten Avrupa ve Çin ürünlerinin baskısıyla mümkün olamamaktadır.

Odun fiyatlarımızın Avrupa’ya göre iki misli pahalı olması nedeni ile, uluslararası rekabette zorlanmaktayız. Bu yüzden ithalatı engellemek nerede ise imkansız hale gelmiştir.

Yurt dışından ithal gelen ürünlerin teknik özelliklerine bakıldığında, yerli laminat parke ürünlerle aralarında ciddi kalite farklılıklarının olduğu gözlenmektedir. İthal gelen 8 mm ürünler incelendiğinde kalınlıklarının 7.6 ile 7.8 mm arasında olduğu görülmektedir.

Yerli üreticilerin ürünlerini satan, piyasada rekabet gücünü kaybeden birçok bayi ciddi satış kayıplarına uğramış, bazı bayiler bu haksız rekabet ortamına dayanamayıp bayiliklerini bırakmış, bazıları da yaşayabilmek adına karlılıklarından ciddi oranlarda fedakarlıklar yapmışlar veya rekabetçi fiyat ayarlama beklentisi içerisinde mutsuz olmuşlardır. Zaten maliyet artışının getirdiği fiyat ayarlamalarını yapamayan yerli üreticilerin böyle bir indirim yapma şansı hiç yoktur.