Artvinlilerin 1987’den bu yana yaşam alanlarını korumak ve doğal varlıklara sahip çıkmak amacıyla maden faaliyetlerine karşı yürüttükleri mücadele dün Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Artvin heyetini kabul etmesiyle yeni bir aşama kaydetti.
Cerattepe kurtulmalı, sürecin takipçisiyiz
Artvin’deki mücadeleyi büyük bir özveriyle sürdüren Yeşil Artvin Derneği’yle dirsek teması içinde çalışan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç şunları söyledi:
“Biz Cerattepe’nin kurtulmasını istiyoruz. Artvin halkının Yeşil Artvin Derneği’nin önderliğinde yaşam hakkına sahip çıkması dün Sayın Başbakan’ın Artvin heyetini kabul etmesiyle çok önemli bir aşama kaydetmiştir. Türkiye’de her konuda olduğu gibi çevre mücadelesinde de artık birbirimizin söylediklerini dinleyip, isteklerini duymaya çok ihtiyacımız var. Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun liderliğinde mevcut hükümet çok değerli iki önemli adım atmıştır. Bunlardan ilki sivil toplumu muhatap almalarıdır. Kabul ettikleri heyette Yeşil Artvin Derneği’nin yanı sıra üç partinin (AKP, CHP, MHP) il başkanlarının ve Artvin’deki diğer sivil toplum temsilcileriyle akademisyenlerin bulunması son derece önemlidir. İkinci önemli adımları ise hukuki süreç devam ettiği sürece maden faaliyetlerinin durdurulmasıdır. Biz her iki adımın da çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Devam eden süreçte, Artvin halkının eski huzuruna kavuşmasını ve projenin tamamen iptal edilmesini umuyoruz. Süreci yakından takip etmeyi de sürdüreceğiz. “Artvin toplumsal uzlaşmanın simgesi olsun” çağrısında bulunuyoruz.”
Artvin Cerattepe’de çıkarılması planlanan madenle ilgili tartışmalar gündemin önemli tartışma konusu olurken, bugün Ankara’da yapılan bir görüşmeden önemli bir bilgi geldi. Başbakan Davutoğlu ile görüşen heyette yer alan Artvin Belediyesi üzerinden paylaşılan bilgiye göre, Cerattepe’de madencilik faaliyeti durduruldu. Başbakan, Konya’daki 42 tesisin açılma töreninde Cerattepe ile ilgili konuştu.
Doğal varlıkların korunmasının TEMA Vakfı açısından tamamen siyaset üstü bir konu olduğunu vurgulayan Deniz Ataç, “Ülkemizdeki tüm doğal varlıklarımız gibi Artvin’i de gelecek kuşaklara tüm zenginlikleriyle bırakmak hepimizin görevidir. Artvin’in doğal varlıklarının yer altı kaynaklarından çok daha değerli olduğunu düşünüyoruz. Artvin doğasının korunması halinde ülkemizin ekonomik gelişimine yer altı zenginliklerinden çok daha fazla değer katacağına inanıyoruz” dedi.
Doğa dostu proje oluşturulsun
Maden faaliyetlerini savunanların ekonomik zenginleşmeye dikkat çektiklerini hatırlatan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, “Biz burada maden çıkarılmasına karşı çıkıyoruz. Ancak, Türkiye’nin ve bölgenin ihtiyaçlarını da anlıyor, biliyoruz. Madenin getirisi olacak diyenlere şunu söylüyoruz: Cerattepe’de madeni istemiyoruz, maden yerine Artvin için doğa dostu bir proje oluşturmak sivil toplum örgütlerinin ev ödevi olsun. Biz üstümüze düşeni yapmaya hazırız.”
Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’nun dün kabul ettiği heyette, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan ve Genel Sekreter Bedrettin Kalın, AK Partili Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe, AK Parti ve CHP Milletvekilleri, AK Parti, CHP ve MHP İl Başkanları, Artvin Ticaret Odası Başkanı, Memur-Sen İl Başkanı, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden akademisyenler yer almıştı.
Artvin’de maden ile neleri kaybederiz?
- Artvin halkının yaşam alanını
Maden ruhsat alanı, Artvin ili yerleşim yeri alanının yaklaşık 15 katı büyüklüğünde yamaç üzerinde bir alan (10.000 futbol sahası, 4.156,25 ha). Artvin şehir merkezinin üst mahallelerine kadar iniyor.
- Artvin’in kültür ve geleneklerini
Cerattepe Artvinlilerin kültür ve geleneklerine bağlılığının da simgesi. Geleneksel Kafkasör şenliklerinin yapıldığı alan bu bölgenin içinde.
- Artvin halkının temiz su hakkını
Maden arama ve işletilmesi faaliyetinden yer altı ve yer üstü suları etkilenecektir. Şehrin içme ve kullanma suyu kaynaklarının bir kısmı, maden ruhsat alanını da içine alacak şekilde Kafkasör bölgesi ile bu alanın Genya Dağı ile birleştiği alandan gelmektedir.
- Hatila Milli Parkı’ndan fazlasını
Artvin’de madene karşı mücadele başladığı yıllarda, 1995’te Hatila Vadisi Milli Park olarak ilan edildi. Ancak Hatila Vadisi Milli Parkı’nda madenin olduğu alan, vadi içinde kalmasına rağmen milli park sınırları içine alınmadı. Topoğrafik haritada havzanın su ayrım çizgileri çizildiğinde, maden alanı Hatila Vadisi havzası içinde yer aldığı görülmektedir. Vadinin bütünlüğü bozularak, maden işletme alanı Milli Park sınırı dışında bırakılmıştır. Havza tümüyle milli park ilan edilse idi, maden işletme ruhsatı verilirken milli park olması nedeniyle engel ortaya çıkacaktı.
- Biyolojik çeşitliliği, bir daha asla geri kazanamayacağımız türleri
Bölgede madencilik faaliyetleri, Avrupa’dan Orta Asya’ya uzanan bu geniş coğrafyadaki en büyük doğal yaşlı orman ekosistemlerini ve sadece ülkemizde bulunan nadir endemik türleri ve zengin biyoçeşitliliği tehdit ediyor. Biyolojik çeşitlilik bir kez kaybedilince bir daha geri kazanılamıyor.
Kafkasör Yaylası, Camili Havzası, Hatila ve Çoruh vadileri ile Artvin’in ılıman kuşak ormanları, biyolojik çeşitlilik açısından olağanüstü bir zenginliğe sahip. Bunlardan proje sahasında hem endemik hem de nesli tehlike altında olan yani yok olmak üzere olan, ismini Artvin’den alan Crocus biflorus subsp artvinensis türünün proje alanında bulunduğu, yine iki adet nadir ve endemik olan türün de Tehlike Altına Girebilir kategorisinde yer aldığı ÇED raporunda belirtilmektedir. Ayrıca proje alanında 7 adet nadir bulunan tür bulunmaktadır ve sadece teleferik hattında 6 endemik tür yer almaktadır. Bu türler istisnasız mutlak koruma altına alınması gereken türlerdir.
Bu bölge maruz kaldığı tehditler nedeniyle konunun uzmanı uluslararası kuruluşlara göre (Conservation International, WWF International, IUCN) dünyanın doğa koruma açısından en önemli ekolojik bölgelerinden biri olan “Kafkasya Sıcak Noktası” içerisinde yer alıyor.
Bölgede 21 memeli hayvan türünün varlığı saptanmıştır. Yine Bern Sözleşmesinin Ek Liste ll’de yer alan “Kesin Koruma Altına Alınan Fauna Türleri” içinde çok sayıda tür Cerattepe-Kafkasör –Genya bölgesinde yaşamını sürdürmektedir.
Artvin, 200’ü sadece bu bölgede yetişen (endemik) 305’i ise nadir bulunan yaklaşık 1900 bitki türü ile Antalya ve İstanbul’dan sonra, ülkemizin en zengin üçüncü ilidir. Artvin’de uluslararası sözleşmelere göre risk altında olan ve korunması gereken çok sayıda bitki türü ve habitatları da mevcuttur.
Uluslararası Doğa Koruma Birliği (International Union for Conservation of Nature-IUCN) ve WWF tarafından desteklenen ve dünya üzerinde endemik ve nadir bitkilerin çok sayıda bulunduğu koruma değeri yüksek alanların tespiti amacıyla yapılan çalışmalar neticesinde dünya üzerinde 234 “Bitkisel Çeşitlilik Merkezi” tespit edilmiştir. Ülkemizden 5 alan bu kapsamdadır. Artvin ilindeki maden sahası “Kuzeydoğu Anadolu Bitkisel Çeşitlilik Merkezi (SWA.19)” olarak tanımlanan kesim içerisinde yer almaktadır.
Maden alanında 2 adeti kibritotugiller, 20 adeti eğrelti türü, 337 adeti tohumlu bitkilerden olmak üzere toplam 359 tür tespit edilmiştir. Bunların 60 kadarı ağaç ve çalı türleri oluşturmaktadır. Bunlar arasında Doğu Karadeniz Göknarı, Papaz külahı, hanımeli ve çınar yapraklı akçaağaç, beş parmak akçaağacı, üç loblu akçaağaç, aslan pençesi gibi türler sadece bu bölgede yetişir, endemiktir. Dağ gülü ve Doğu Karadeniz meşesi ise alanda bulunan en önemli kalıntı (relik) türlerdir.
- Dünyanın en büyük el değmemiş, doğal, yaşlı orman ekosistemini
Kafkasör, Hatila Vadisi ve Çoruh Vadisi, dünyanın biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve aynı zamanda tehlike altındaki en önemli 25 karasal ekolojik bölgesinden biri olarak kabul ediliyor. Üstelik, Avrupa ve Orta Asya’yı içine alan geniş coğrafyadaki en büyük doğal yaşlı orman ekosistemine burada rastlanıyor.
Maden sahası, aynı zamanda, Batı Avrasya’daki Üçüncü Zaman’a ait ormanların en önemli sığınak ve relikt (kalıntı) alanıdır.
Dünya üzerinde ılıman yaprak döken ormanların Üçüncü Zaman’dan bu yana kesintiye uğramadan varlığını sürdürdüğü nadir bölgelerdendir. Avrupa ile Orta Asya’yı içine alan geniş coğrafyadaki en büyük “doğal yaşlı orman” ekosistemlerine burada rastlanmaktadır. Doğal yaşlı orman ekosistemi; insan müdahaleleri ile değişime uğratılmamış, biyolojik çeşitlilik zenginliği ve değişik türde yaban hayvanlarına barınak sağlaması açısından özel önemde olan korunan ormanlardır. Bundan dolayıdır ki, bölgenin koruma açısından önemini kabul eden Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), bu kesimin ılıman kuşak ve doğal yaşlı ormanlarını Dünya üzerinde korumada öncelikli “200 Ekolojik Bölge”den biri olarak ilan etmiştir.
- Bölgedeki ormanların gelecek nesillerini
Türkiye’de tanımlanan 144 “Önemli Bitki Alanı”ndan 4’ü (Karçal Dağları-Çoruh Vadisi-Doğu Karadeniz Dağları ve Yalnızçam Dağları) Artvin il sınırları içerisinde kalmaktadır. Maden sahası da taşıdığı bitkisel zenginlik ile Çoruh Vadisi ve Doğu Karadeniz Dağları Önemli Bitki Alanları içerisinde kalmaktadır. Çoruh Vadisi Önemli Bitki Alanı bünyesinde yer alan Fıstıklı Köyü civarındaki yaklaşık 100 ha’lık Pinus pinea (Fıstık Çamı) ormanı ile birçok Akdeniz kökenli kalıntı bitki de Artvin’in, bitkisel tür zenginliği açısından oldukça büyük bir öneme sahip olduğunu gösteren kanıtlardır. Bu alan aynı zamanda Gen Koruma Ormanı olarak ilan edilmiştir ve öncelikli korunması gereken alanlar arasındadır.
- Göç eden kuşların konacağı yuvaları
Bölge’nin hayvan çeşitliliği de (fauna) çok önemlidir. Yırtıcı kuşların ülkemizden geçen 2 ana göç yolundan birisi Kafkasör – Genya Dağı bölgesidir. Birçok uluslararası sözleşmede göç yollarının korunması hüküm altına alınmıştır.
Cerattepe Maden Faaliyeti Kronolojisi
- 1980’lerin başlarında MTA gözlem ve sondaja başladı.
- 1987’de (kimi kaynaklara göre ise 1988’de) ilk arama/çıkarma ruhsatı alındı.
- 1992’de ruhsat Cominco isimli Kanada’lı bir şirkete devredildi ve şirket arama ve sondaj çalışmalarına başladı.
- 1994 yılında sondaj çalışmaları sonrasında ilk olumsuz etkiler görünmeye başlandı ve ölen bazı ineklerin arama çalışmaları sırasında kullanılan kimyasal maddelerin sulara karışması sonrası öldüğü iddia edildi. Konunun araştırılması amacıyla alınan ve Erzurum’a gönderilen su örneklerinin kaybolduğu iddia edildi.
- 1995’te Artvin halkı maden çalışmaları ile ilgili daha iyi bilgi sahibi olmak ve sürece katılabilmek için Yeşil Artvin Derneği’ni kurdu.
- 1996 yılında Artvin Valiliği Mahalli Çevre Kurulu’nun olumsuzluklar içeren görüşleri Resmi Gazete’de (13.02.1996 tarih 22553 sayılı) yayınlandı.
- 1998 yılında Maden Tetkik Araştırma Genel Müdürlüğü “Artvin İli Çevre Jeolojisi ve Doğal Kaynakları” adlı kapsamlı bir araştırma ile heyelan risklerine dikkat çekti ve Şubat 1998’de Artvin halkının 10.000 imzalı metniyle Çevre Bakanlığı’na müracaat edildi ve proje tekrar incelenmek üzere durduruldu.
- 2002’de Cominco Şirketi projeden çekildi ve ruhsatını başka bir Kanada şirketi olan INMET Mining isimli şirkete devretti.
- 2005’te Yeşil Artvin Derneği ve Artvin Barosu projeye karşı dava açtı ve hemen yürütmeyi durdurma verildi.
- 2009 yılının sonunda Rize İdari Mahkemesi maden ruhsatını iptal etti. Ardından Danıştay da aşağıdaki gerekçek ile bu kararı onadı.
« …maden ruhsat alanlarının milli park ve turizm alanları ile iç içe olduğu, maden işletmeciliğinin ülke ekonomisine esasen bir katkısının olamayacağı, bölgenin eşsiz doğal güzellikleri ve varlıklarının zarar göreceği, Artvin’in jeolojik olarak heyelan riski taşıyan bir alanda bulunduğu, aktif heyelan alanları bulunduğu, bu konuda birçok bilimsel rapor bulunduğu, bölgede yapılacak madencilik faaliyetinin bitki ve hayvan türlerini olumsuz etkileyeceği, ruhsatların verildiği tarih itibariyle faaliyetin ÇED yönetmeliği kapsamında olduğu, hukuka aykırı olarak ruhsatlandırma işleminin yapıldığı, ÇED olumlu raporu aranmadığı, bu nedenle işletme izni ve ruhsatların iptali”
Bu karar üzerine INMET Mining şirketi projeden çekildi.
- Mart 2011’de Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı içinde Artvin Cerattepe ve Genya’nın da olduğu ülke genelinde 1343 alanın ihale yoluyla ruhsatlandıracağını duyurdu
- Şubat 2012’de Artvin’deki sivil toplum örgütleri, siyasi parti il başkanları, Belediye Başkanı vs. ile beraber Ankara’da Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile görüşme yapıldı.
- 17 Şubat 2012’de yapılan ihalede bu alanlar Özaltın İnş. Tic.ve San.AŞ. verildi
- 2012 yılında ihalenin feshi ve ÇED Raporu olmadan çalışmalara başlandığı gerekçesi ile Rize İdare Mahkemesinde iki ayrı dava açıldı. İhale ile ilgili dava reddedilirken, ÇED davasında iptal kararı alındı.
- 2013 yılında da Özaltın A.Ş. ruhsatını Etibakır A.Ş.’ye (Cengiz İnşaat) devretti.
- 26 Eylül 2013 tarihinde ÇED Olumlu Kararının iptali için dava açıldı.
- 11.2014 tarihinde Rize İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı verdi.
- 24 Aralık 2014 – Rize İdare Mahkemesi ÇED Olumlu kararını iptal etti. Ardından firma yeni bir ÇED başvurusunda bulundu.
- 02 Haziran 2015 – Yeniden ÇED Olumlu Kararı alındı.
- 10 Temmuz 2015 – Yeni ÇED Olumlu Kararının iptali için 751 Kişinin imzaladığı, 61 avukatın yer aldığı Türkiye’nin şimdiye kadarki en büyük çevre davası açıldı.
- ÇED Olumlu Kararının iptali davası devam ediyor. Mahkeme, 14 Mart 2016 tarihinde keşif ve bilirkişi incelemesi kararı aldı. 14 Mart günü yapılacak keşfin ardından bilirkişi raporunun hazırlanması bekleniyor.
- Bu aşamada Mahkeme Yürütmeyi Durdurma kararı vermediği için, madencilik faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinin önünde hukuki bir engel bulunmuyor. Ancak, daha önce açılan davalarda, bu faaliyetlerin hukuka aykırılığı tespit edildiğinden, yeni ÇED Olumlu Kararının da hukuken doğruluğu kanıtlanmadan madencilik faaliyetlerine başlanmaması gerekmekte. Artvinlilerin talebi de bu yönde oldu.
- 24 Şubat’ta Yeşil Artvin Derneği’nin de aralarında bulunduğu Artvin heyetinin Başbakan Sn. Ahmet Davutoğlu ve bakanlar tarafından kabulünün ardından hukuki süreç tamamlanana kadar maden şirketinin faaliyetleri durduruldu.
Umut Yeşertiyoruz TEMA Vakfı