ORSİAD FORUMU 2015’in Tüm Konuşmaların Dökümü

 

ORSİAD: Öncelikle forumu izlemeye gelen herkese hoş geldiniz demek isterim. Katılımcılarımızı tanıtacak olursak;

OGM Orman Genel Müdürlüğü İşletme ve Pazarlama Dairesi Başkanı Sn.Kenan AKYÜZ

MDF ve Yonga Levha Sanayicileri Derneği adına Yönetim Kurulu Üyesi, Divapan Genel Müdürü, Sn.Hakan ZENGİN

Çamsar Entegre Ve Pazarlama A.Ş. Genel Müdürü Sn. İbrahim ÖZCAN

VEZİRKÖPRÜ ORMAN ÜRÜNLERI VE KAĞIT SAN. A.Ş. Pazarlama ve Ürün Geliştirme Müdürü Sn. Mehmet KARAHASANOĞLU

Laminat Parke Toptancıları ve Parekendicileri adına Ünsallar Parke Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Ünal ÜNSAL.

Forumumuza Kenan Bey’le başlamak istiyorum.

ORSİAD: Kenan Bey 2015 yılının değerlendirmesini alabilir miyiz?

Kenan Akyüz;
Çok değerli katılımcılarımız OGM ve şahsım adına sizleri saygıyla selamlıyorum. Ankara’da yaşanan vahim olayı kınayarak sözlerime başlamak isterim. Hepimiz çok üzgünüz..

OGM açısından baktığımızda öncelikle 2014 yılından başlarsak gerek üretim gerek satış noktasında tarihinin en büyük rakamlarına ulaştığımız bir dönemdi.

2015 yılına geldiğimizde, 2014 yılının daha üzerinde rakamları hedeflemiştik. Geldiğimiz şu gün itibariyle rakamsal verilere baktığımızda OGM geçen yılın da üstüne çıkmayı başardı.

Biliyorsunuz ki ülkemizdeki orman varlığının %99.9 u devlete aittir. Dolayısıyla ormanlardan üretimi gerçekleştiren ve sektörün hammaddesi olan odunun tek kaynağı devlet. Özel sektörün katılımı çok az. Bu anlamda OGM geçmiş yıllardan beri koruma ve kullanma dengesi çerçevesinde ormanlardaki odun üretimini artırmaya azami gayret gösteriyor. Tabii ki bize burada yön veren sektördeki gelişmeler. Sektörün hammaddeye ihtiyacı arttıkça biz de odun üretimini artırmaya devam edeceğiz. Çok bariz bir örnek verecek olursak;

kenan

2003 yılında 7 Milyon m3 endüstriyel odun üreten OGM, 2014 yılı sonu itibariyle 15 Milyon m3 rakamına ulaşmıştır. Bu yıl itibariyle bunun da üzerine ulaşacağımızı öngörüyoruz.

Şu anda sektörlerin genel durumuna baktığımızda, ahşap sektörünün ülkemizde hızla geliştiğini özellikle levha sektörünün çok öncelikli olarak geliştiğini görüyoruz. Çünkü ülkemizdeki hammaddenin yaklaşık %60’ını odun hammaddesi olarak levha sektörüne veriyoruz.

Dolayısıyla levha sektöründeki gelişmeler odun arzındaki çeşitliliğe de yön veriyor. Daha 1980’li yıllarda OGM olarak endüstriyel odun üretimi içindeki %14 payı lif yongaya ayırıyorken bugün bu oran %44’lere çıktı ve çıkmaya da devam edecek durum bunu gösteriyor.

Diğer sektörlere baktığımızda ülkemizde kereste sektörünün kan kaybettiğini görüyoruz. Palet ve ambalaj sektörünün ihracatla beraber gelişmekte olduğunu görüyoruz. Badem direk ve tel direk sektörünün de geriye gittiğini görüyoruz.

ORSİAD FORUMU 2015 GENEL SAHNE-23

Değerli arkadaşlar, dediğim gibi OGM bu bağlamda üretimi sektörlerin taleplerine göre yönlendirip artırmaya devam edecek. 2015’i bitirmek üzereyken geçen yılla kıyasladığımız zaman bu sene şunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz ki OGM, geçen senenin de çok üzerine çıktı.

Sadece tomruk üretiminde 5 Milyon m3 hedefimiz vardı ve bu ay itibariyle biz 5 milyon hedefini yakaladık. Yıl sonu itibariyle %15 civarında da bu hedeflerin üzerine çıkmayı planlıyoruz.

Lif yonga üretimi ki sektördeki arkadaşlarımız bilirler daha 2011 yılında 2 Milyon ster tahsis alırken şu an arkadaşlarımıza 8 Milyon ster tahsis vermeyi başardık. Rakamlarımız artmaya devam ediyor. Dolayısıyla şu geldiğimiz nokta itibariyle her şey güzel gibi görünüyor olsa da son 3 ay için aynı şeyleri söyleyemeyeceğiz. Sektör siyasi gelişmelerden, dünyadaki gelişmelerden çok ciddi anlamda etkileniyor. Yurtdışındaki piyasalara baktığımız zaman artık sektörün ithalat noktasında sıkıntılar yaşadıklarını görüyoruz. Karantina tedbirlerinin kendilerini engelleyici bir faktör olduğunu görüyoruz. Bunun dışında döviz kurlarındaki artış, yurtdışındaki ülkelerin kendi ülkelerine yatırım yapılması talebi etkili. Ve şu anda biliyorsunuz ülkeler hammadde olarak ürün vermek istemiyor, ülkeler ya yarı mamul ürün veriyorlar ya da gelin fabrikalarınızı buraya kurun burada yatırım yapın noktasındalar. Dolayısıyla yurtdışındaki sektör açısından olumsuz gelişmeler iç piyasayı da tetikliyor.

ORSİAD FORUMU 2015 SEYİRCİ-19

Biz OGM olarak sektörle iç içeyiz, onların taleplerini dinliyoruz ve bu doğrultuda üretimleri artırmaya gayret gösteriyoruz. Tabii ki üretimleri arttırmak sadece OGM’nin üretimleri artırdım demesiyle olmuyor OGM’nin üretimleri artırması için bazı kıstaslar söz konusu. Biliyorsunuz ki biz açık arazide açık havada çalışıyoruz. 2015’in ilk ayları yani Mayıs ayına kadar kış şartları oldukça zordu. Üretimde orman köylüsüyle çalışma zorunluluğumuz var. Henüz daha ileri seviyelere geçemedik. Dolayısıyla ilk aylarda geciken üretimi artırma noktasında OGM ciddi bir karar verdi. Orman köylüsüne daha fazla para verip %20 daha fazla üretim yaptıracağız ama sektörü hammadde noktasında aç bırakmayacağız. Bu noktada bu durum maliyetlerimizi çok ciddi anlamda artırdı ama yine de sektörün hammadde bulması için OGM elini taşın altına koydu. Ve şu anda üretim rakamları geçen yılın üzerine çıktı. Şuan tomrukta %15, endüstriyel odunda %10, lif yongada ise kafa kafayız. Yılsonu itibariyle baktığımız zaman bu rakamların da üstüne çıktığımızı göreceğiz.

OGM sektörün taleplerini birebir kendi ağızlarından dinliyor ve onların talepleri doğrultusunda ne yapılması gerekiyorsa yapıyor. Bunun en bariz örneklerinden bir tanesi; 1952 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile çıkan bir yönetmeliğimiz vardı, Döner Sermaye Yönetmeliğimiz. Bugüne kadar biz bu yönetmelikle işlem yapıyorduk. Bu yıl 20 Haziran 2015 tarihi itibariyle bu yönetmeliğimizi değiştirdik ve yürürlüğe koyduk. Artık yeni bir odun ürünleri satış usul ve esaslarına ait yönetmeliğimiz var. Bununla beraber 1987 yılında çıkarttığımız bir tebliği yeniledik yine 20 Haziran 2015 tarihi itibariyle uygulamaya geçti. Bunları yaparken biz sektördeki arkadaşlarımızla, orman köylüsüyle yani bizimle iç içe olan bütün fertlerin görüşlerini alarak iş yaptık. Ve söz konusu arkadaşlarımızdan olumlu tepkiler alıyoruz.

 hakan

ORSİAD: Hakan Bey’e sormak istiyorum; 2015 yılında Orman Bakanlığı ile neredeyiz, sektörde neredeyiz. Ne kadar MDF, ne kadar parke ürettik?

Hakan Zengin: 2015 yılını değerlendirirken birkaç açıdan bakmak lazım. Bir tanesi kapasite kullanım oranları olarak 2015 yılında %80 – 90 oranında bir kullanım gerçekleşti. Dolayısıyla ciddi bir odun tüketimi talebi her sene olduğu gibi bu sene de artarak devam etti. Bir önceki yıla göre daha fazla odun talebi gerekti. Buna mukabil OGM’den gelen rakamlar bizim rakamlarımızın %40’ını bile karşılamıyor. Şu anda rakamlara bakıldığında kışın sert ve uzun geçmesi, üretimin beklediğimizin altında olması bu konuda etkili. Şu anda sektörümüz 11 Milyon m3 üretim yapıyor ve 11.5 Milyon m3 toplam kapasitesi var. Buna mukabil bize ulaşan rakamlarda 2016’da devreye girecek kapasitelerle 2 Milyon m3 daha ilave bir kapasite gelecek. Dolayısıyla OGM bu artan kapasitelere karşı ciddi bir üretim artışı yapması gerekiyor. Şu anda bizim elimizdeki verilere göre baktığımızda 9.5 Milyon ton endüstriyel odun ihtiyacımız var bunun OGM’den alınan rakamı 3.7 Milyon ton.

ORSİAD FORUMU 2015 GENEL SAHNE-22

ORSİAD: Kenan Bey, bu ihtiyaçlara cevap verebilecek kapasitemiz var mı?

Kenan Akyüz; Öncelikle Hakan Bey’e bir soru sorarak başlamak istiyorum, Hakan Bey, bu sizin verdiğiniz rakamlar firma verileri mi yoksa levha sektörünün kendi verileri mi?

Hakan Zengin: Bu rakamlar sektörün kendi verileridir.

Kenan Akyüz: Şimdi şöyle ki; öncelikle OGM’nin uhdesinde olan ormanlar yani 21.7 Milyon hektar alanındaki yıllık artım 42 Milyon m3 şuan itibariyle bizim aldığımız 21 Milyon m3 rakamına yaklaştı. Yani biz bu üretim kapasitesini artırabiliriz ama az önce sıraladığım kısıtlamaları aşmamız gerekiyor.
Zaten OGM bu noktada dikili ağaç satışlarına yöneldi. Bu kapasiteyi artırmak için sektörün de elini taşın altına koyması gerekiyor. 2014 yılı verilerinin aslında bize biraz yol göstermesi gerekiyor. Şimdi sektörün kullandığı hammaddeye baktığımızda 14.3 Milyon m3 , sektör bunun %27’sini cips ithalatıyla karşıladı. Bunun dışında sektörün hammadde ihtiyacının %61’ini OGM karşılıyor sizin dedğiniz gibi %40’ını değil. Özel sektörden kavak, söğüt çalışmalarından aldıklarınız var bunun dışında sanayi atıklarından aldığınız da var yani ithalata yönelen miktar yani yurtdışından aldığınız miktar %27 civarında. OGM bu noktada üretimi artırma kapasitesine sahip. Endüstriyel plantasyonlar noktasında ciddi çalışmalara başlandı. Bunlar üretimi artıracaktır ancak şunu da unutmamak lazım üretim bir yere kadar. Sektördeki arkadaşlarımız bir fabrika kurarken lütfen gelip bize danışsınlar istiyoruz yani kafanıza göre istediğiniz yerde fabrika kurmayın çünkü bunun hammadde sağlama noktasında bir geri dönüşü var. Ormanın olmadığı yerde ya da yeterli gelmediği yerde siz sürekli kapasite artımına giderseniz devletin ormanlarının da bir kapasitesi var bu kapasiteyi aştığınız zaman bunu devlet ormanlarından karşılayalım diyemezsiniz. Ki bu rahleye geldik çünkü şu anda şunu net söyleyebilirim ki 15 Milyon m3 endüstriyel odun üretiyoruz bu yıl itibariyle sektörün kullandığı kapasite 14 .3 Milyon m3 yani OGM bütün üretimini bu sektöre verse ancak yetiyor.
Ama bizim kereste sektörümüz de var, kontrplak sektörümüz de var, vb ahşaba dayalı bir çok sektör var. Bunların da ihtiyaçlarını karşılamak zorundayız.

Bir de şunu unutmamak gerekiyor; bu sektörün kullandığı hammadde ince materyalden oluşuyor yani bizim standartlardan 4-20 cm dediğimiz ama ağırlıklı olarak 4-14 cm arasında giden bir standart oluşuyor. Yani devletin ormanlarında 100-150 yaşına kadar ağacı yetiştirip kalın .. yapıp da bunu cipse doğramak da doğru değildir. Evet OGM üretimi artırmaya gayret ediyor ancak sektör de hızlı bir şekilde büyümeye devam ediyor.

MDF ve Yonga Levha Sanayicileri Derneği adına, Divapan Genel Müdürü, Sn. Hakan Zengin-8

Hakan Zengin: Sektörümüz yeni yatırımlar yapıyor, sektörümüzün en önemli özelliği makine ağırlıklı bir sektör olmasıdır yani çok büyük yatırımlar gerekiyor. Bir MDF hattının toplam kurulum maliyeti yaklaşık 100 Milyon Euro civarında. Bu maliyetlerin akabinde karlılığın artması için hammaddenin maliyette %50 civarında bir payı var. Dolayısıyla bizim sektörümüzün bir an önce bu odun hammaddesi sorununu çözmesi gerekiyor. OGM olarak geçmiş yıllara göre sizin üretimlerinizin rakamlarının arttığının farkındayız ve bundan dolayı teşekkür ediyoruz.

ORSİAD: Türkiye’nin MDF üretim miktarı ne kadar? Fabrikalarımız ne kadar üretibiliyor.

Hakan Zengin: Biz şu anda levha üretiminde Avrupa’nın birincisiyiz, MDF üretiminde 1., Yonga levhada 2. durumdayız. Dünyada parke de dahil olmak üzere bu alanlarda dünya üçüncüsüyüz. Baktığımızda dünyada özellikle MDF üretiminde söz sahibi bir ülke haline geldik. Birkaç yıl öncesine göre MDF’nin kullanım alanları ve oranları da arttı.

Eskiden mobilya ihracatı söz konusu değilken 2014 yılında 1.9 Milyon Dolar, 2015 yılında ilk 7 ay için 2 Milyon Dolar olarak gerçekleşti. Yani hem ihracatı hem üretimi artan bir sektör.

2015 yılı odun hammaddesi yüzünden sıkıntılı geçti çünkü odun maliyetleri %66 arttı. Bizim maliyetimizin en büyük payını %51 civarında oluşturan hammaddenin artışı karlılıkları olduğu gibi aldı götürdü. Buna artı olarak da kur zararları eklendi. Bununla birlikte sektör üretim kapasitesi olarak ciddi bir kapasiteye sahip oldu ancak odun hammaddesindeki %60’a yakın artış yüzünden karlı bir yıl olmadı diyebiliriz. Fakat sektör üretim kapasitesi olarak büyümeye devam etti.

Rusya’nın bizimkinin 83 katı ormanlık alanı var. 102.4 km2’lik bir alanı var. Rusya 1. Sırada dünyanın en zengin orman alanına sahip. %45’lik bir ormanlık alanı var. Türkiye’nin ise %27.7 ama verimli kısmı bu oranın yarısı yani %13.5 civarında. Burada söylemek istediğim; 40 Milyon m3 üretim var ve bu alanda dünya birincisi ama onların ormanlık alanlarının verimlilik oranı %7 civarında. Demek ki bu orana rağmen Çin bunu başarabiliyor.

ORSİAD: İbrahim Bey 2015 yılının laminat parke yönünden değerlendirmesini alabilir miyiz? Ve 2015 yılının ilk aylarında Alman menşeili ürünlere gelen anti damping uygulamasının da yansımalarını sormak isteriz.

İbrahim Özcan: Öncelikle Kenan Bey’e bir cevap vermek istiyorum. Özel sektörün biraz elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi kendisi. Ben de şunu söylemek isterim ki özel sektör iki elini birden taşın altına koymuş vaziyette. Çünkü sektörümüz gerçekten çok büyüdü, çok ciddi yatırımlar yapıldı ancak bu yatırımlarda pazarda biz tek başına değiliz ciddi baskı altındayız. Yurtdışından baskılar geliyor çünkü onlar hammaddeyi bizden daha ucuza temin ediyorlar. Bu noktada kurun biraz yükselmesi ve söz konusu anti dampingin olması bize biraz yardımcı oldu. Bir Orman Endüstri Mühendisi olarak şunu söyleyebilirim ki OGM, özel sektör gibi bakışını değiştirirse, kendini revize edebilirse. daha hızlı kararlar alabilirse orman ürünleri sektörünün iç piyasada cevabını vereceğine inanıyorum.

ibrahim

Çünkü OGM’de kendilerinin de söylediği gibi bu potansiyel var. 3 yıl önce OGM bu sektöre odun alın diye baskı yapıyordu şimdi biz onlara baskı yapıyoruz bize biraz daha odun verin diye.

Anti damping konusuna gelecek olursak, sektöre oldukça faydası oldu ve söylentisi bile yetti. Çünkü laminat parke sektöründe durum şöyle; Biz dünyada üçüncü sıradayız, Almanya, Çin ve Türkiye. Bu büyüklüğe ulaştık ancak 2015 yılındaki siyasi istikrarsızlık pazarı bir miktar %10 civarında düşürdü. Bunu biz, iki şekilde komprese ettik. Bunlardan bir tanesi anti dampingle yurtdışından beklenen ithalat yapılmadı. Diğeri de Türkiye’deki büyük oyunculardan birisi üretim miktarını kıstı. Bununla birlikte 2015 yılını 2014’e göre %10 civarında bir düşüşle kapatmak üzere. Ancak yine de diğer sektörlere baktığımızda turizm, tekstil gibi sektörlerine göre 2015’i oldukça başarılı görüyorum.

ORSİAD: Mehmet Bey, öncelikle anti dampingle ilgili sizin de görüşlerinizi almak isteriz. Diğer sorular olarak da; sektörün, laminat parke kısmıyla ilgili yeterli derecede ihracat yapabiliyor muyuz?, Bizim markalarımız Avrupa’ya yeterli derecede açıldı mı? 2015 değerlendirmesi kapsamında öğrenmek isteriz.

Mehmet Bey: Firmamız yurtdışı açılımını geçen yıl büyük bir gayretle başlattı. Bu yıl da aynı şekilde yurtdışı pazarlarda yerini alacak. Özellikle fiyat konusunda Avrupa pazarında rekabet ettiğimiz firmalar karşısında oldukça zorlanıyoruz. Biz yurtdışı pazarlarda yer alarak mallarımızı Avurpa pazarlarında satamıyoruz. Bu pazarlarda yer aldığımızda yakalayabildiğimiz müşteri grupları kuzey Afrika ülkeleri gibi pazarlar oluyor çünkü bu pazarlara hitap edebiliyoruz. Biz geçtiğimiz yıl içerisinde Almanya pazarında Domotex’de, uzak doğuda, Dubai pazarında kendimizi test etmek için yer aldık. Önümüzdeki yıl da dış pazarlarda bir takım fuarlara katılarak ihracatımızı genişletmek istiyoruz. Şuan istediğimiz seviyede değiliz, ihracat hedefimiz şuanda %20’ler seviyesinde

VEZİRKÖPRÜ ORMAN ÜRÜNLERI VE KAĞIT SAN. A.Ş. Pazarlama ve Ürün Geliştirme Müdürü Sn. Mehmet KARAHASANOĞLU-ADLI

Anti dampingle ilgili olarak da şunu söyleyebilirim. Bütün sektör yöneticilerinin de bildiği gibi anti damping kısmi oldu. Yani şöyle ki; biz anti damping uygulamasıyla özellikle Türkiye pazarına giren kalitesi düşük malların engellenmesini istemiştik. Biz burada ülke bazında bir engelleme istemedik ana fikrimiz spot diye tabir ettiğimiz mallar Türkiye pazarına giriyor ve ne yazık ki bunlar noname isimler takılarak Türkiye pazarına sokuluyor. Bu yüzden Türkiye’deki üretici de bunların üzerinde Made in France vb bir takım yabancı firmaları görünce iyidir gözüyle bakıyor. Ne yazık ki bilinçli tüketicimiz yok. Bu hususta ne yapabiliriz dersek; sektörün içinden oluşturulacak bir heyetle gümrükler denetlenebilir, bu konuya bir şekilde el atılabilir.

VEZİRKÖPRÜ ORMAN ÜRÜNLERI VE KAĞIT SAN. A.Ş. Pazarlama ve Ürün Geliştirme Müdürü Sn. Mehmet KARAHASANOĞLU-11

Hakan Zengin: Bu konuda ben de eklemek yapmak isterim. Dernek olarak anti damping ciddi anlamda büyük çaba sarf ederek takip ettik. Öncelikle birkaç ülke bazında yapıldı. Ama prosedür gereği bir ülke bazında başlatılıyor. Bir de dernek olarak başvuru yapamıyorsunuz. Ticari bir faaliyette bulunamıyorsunuz. Başvuru yapan şirketler ticari verileriyle, bu değerlerle başvuru yaptı. Ve başvuru da bir ülke bazında gerçekleşti. Bildiğiniz gibi o ülke de ciddi anlamda dünya birincisi olan Almanya’dır. Almanya’nın 300 Milyon m2 toplam üretim kapasitesi var. Yaklaşık iç tüketimi de 80 Milyon m2 ve direkt hedef pazar olarak Türkiye’yi gördü. Sonuç olarak şuandaki anti damping süreci diğer ülkelerde de devam edecek.

Mehmet Bey: Sizin de iyi bildiğiniz gibi anti damping ülke bazında yapıldı ama bu ülke bazı içindeki firmalar grup şirketleri, her ülkede üretimleri var. Almanya’yı durdursak diğer ülkelerden devam ediyor.

Hakan Zengin: Maalesef ithalat ihracat rejimleri başka ülkeler üzerinden onların çatısı üzerinden çözümlenmiş oldu. Bazı ithalat kısımlarında bunları önlemek mümkün olmuyor. Burada özel sektörün aktif olarak etkin çözümler bulmaya yönelmesi lazım.

ORSİAD: Ünal Bey, 2015 yılını perakende ve toptancılar olarak değerlendirirsek nasıl geçti? Sizden de anti damping konusunda görüşlerinizi almak isteriz.

Ünal Ünsal: 2015 yılı 2014 yılına göre daha yavaş,daha durağan geçiyor. Zannedersem 2015 yılı 2014 yılına göre biraz küçülerek kapanacak. Tabi 2015 yılına biz böyle hayal ederek girmemiştik. Daha fazla beklentiler içindeydik. Ama değişik sebeplerden dolayı neredeyse sektör yavaşlamış durumda. Anti damping uygulamasının, yine bu sebeplerden dolayı çok fazla etkisinin olduğunu düşünmüyorum..

unal-unsal

ORSİAD: Hakan Bey 2016 yılından neler bekliyorsunuz? Şunu da sormak isterim örenğin Çin ve Almanya gibi ülkeler hammaddeleri devlet güvencesiyle yurt dışından alarak %30 maliyette uygunluk sağlıyor. Yonga Levha sektörü olarak hammadde alımı devlet güvencesiyle yapılabilir mi?

Kenan Akyüz: Burada araya girmek istiyorum. Ülkemizin gerçekleri var. Almanya gibi bir Avrupa ülkesi ve Rusya ile kıyaslanıyoruz. Türkiye iklim konusunda bir geçiş noktası bu durumda aynı şartlarda değiliz haksızlık etmeyelim. Çünkü onlar tarlada bahçede ağaç üretimi yapıyorlar. Biz de arazi şartları malum, %60-70 oranında meyilli.. Buna ek olarak onlar mekanizasyonla iş yapıyorlar, biz orman köylüsüyle çalışmak zorundayız. Satış bedelinin %7 sini orman köylüsüne veriyoruz. Avrupa’da bu oran %15’i, dünyada %20’yi geçmiyor. Verdiğimiz fiyatlar belki pahalı ama Türkiye’nin de gerçekleri böyle. Orada harcayacak yer bulamıyorlar burada zoru zoruna ürettiğimiz bir materyal var.

OGM olarak şuna inanıyoruz; biz bu sektörü dinliyoruz ve tabii ki özel sektör gibi çalışmamız mümkün olmuyor. Ama OGM bu noktada ciddi yol aldı. Tavsiyelerinizi de bekliyoruz.

Hakan Zengin: 2016 yılı için beklentimiz üretim anlamında bu hız aynen devam eder. Yeni yatırımlarımız var. 2 Milyon m3 daha ilave kapasitenin devreye gireceğini söyleyebiliriz.

ORSİAD FORUMU 2015 GENEL SAHNE-3

ORSİAD: Hakan Bey bu noktada sormak isterim; bu artım OGM’ye danışılarak mı yapılıyor?

Hakan Zengin: Aslında OGM’ye başvurulsa bu kapasitelerin %10 u olmazdı. Şu anda onlara sorup yapılsa zaten bir tesis 1-1.5 yılda devreye giriyor, aktif hale gelene kadar 2 yıl geçiyor. Böylesi yatırımlar başladığında, buralara nasıl malzeme tedarik edebiliriz diye düşünmesi gereken OGM olmalı. Yani onlar bize gelmeli, biz onlara değil.

Bizim burada ülkemizin orman kaynakları verimli üretimde değil. Piyasalarda değişiklik yapılması lazım. Türkiye ormanları şu andaki kapasitesinden çok daha fazla güce sahip. Biz bu gücün altında yatırım yapıldığına inanıyoruz. Daha fazla üretim yapılabilir diye düşünüyorum. Dünyanın en büyük orman kaynağı sıralamasında Rusya Brezilya Kanada ve ABD geliyor. Türkiye bu orman varlığını daha iyi artırabilirdi maalesef arazi yapısı yüzünden orman yollarının çok ciddi yatırım ihtiyacı olduğundan dolayı bu gerçekleştirilememiş.

ORSİAD: Yani Hakan Bey, OGM özel sektör gibi işletemiyor mu ormanları? Böyle diyebilir miyiz?

Hakan Zengin: Arazi şartlarından dolayı kaynağın daha yüksek olduğuna inanıyorum. Kuşbakışı baktığımızda ormanlarımız, bizim mevcut kapasitemizin 5- 10 katını karşılayabilecek bir verime sahip. Yeter ki yollar yapılsın imkânlar genişletilsin. Tabii bunun yanında Türkiye de ciddi bir israf var. Örneğin endüstriyel odunun yakıldığını biliyoruz. Dolayısıyla levha sektörünün bu kadar verime ulaştığı bir noktada bunların yakılmaması lazım. Hiçbir ülkede bunları görmüyoruz, odun yakılmıyor. Ayrıca köylüye dağıtılan odunlar da var. Bunları çıkıp da, kuşbakışı bakıldığında söylüyorum bunu. Tabii bu kadar engellere zorluklara rağmen artırarak geliştirdiğiniz bir kapasite olduğunu da görüyoruz ve bu noktada OGM’ye de teşekkür etmek isteriz.

2016 yılına bakacak olursak, Bursa, Adapazarı, Kastamonu ve Antalya’da proje aşamasında yatırımlarımız var. Dolayısıyla 2016 odun hammaddesi açısından ciddi bir savaşım yılı olacaktır. Yüksek kapasiteli şirketler olsun, düşük kapasiteli şirketler olsun tahminen bir duruş göstermek zorunda kalabilirler. Çünkü gelecek kış da zor geçecek. Aynı zamanda 2016 yılında kur verilerini de göz önüne alırsak geri gitmeyeceğini söyleyebiliriz. Kasım’dan sonraki siyasal durumu da öngörerek çok daha iyi olmayacağını söyleyebiliriz.

Dernek olarak bu yatırımlar yapılabilir mi derseniz, levha üretimine ciddi anlamda katkı sağlayabileceğimizi düşünüyoruz. Uzun bir süre Rus ormanlarında çalıştım, orada milyonlarca ton odunun ormanda çürümeye terkedildiğini gördüm. Bunlar böcek ve mantarlaşma yapıyor ve ormanı yok etme tehlikesiyle karşı karşıya. Dolayısıyla bu fazla ürünlerin bizim gibi ülkelere verilmesi gerekiyor. Bunun sağlanması yönünde bir yapılanmaya gidilebilir.

Çamsar Entegre Ve Pazarlama A.Ş. Genel Müdürü Sn. İbrahim ÖZCAN-22

ORSİAD: İbrahim Bey 2016 yılını nasıl bekliyorsunuz ve 2016 yılına girerken MDF lamda renkler artık beyaz ağırlıklı olmaya başladı. Laminat parkede de böyle bir hareketlilik olacak mı ve normalde 5 Ekim’de zam yapmanız gerekiyordu yapmadınız ne söyleyebilirsiniz?

İbrahim Özcan: Mevzuat konusunda Kenan bey ile aynı görüşteyiz. Devlette işlerin özel sektördeki gibi yürümesi tabii ki beklenemez. Son 10 yılda sektörümüz ciddi yükselişe geçti. Tabii OGM’nin bu noktada bunu karşılaması kolay değildi. Ama ne kadar bürokrasiyi azaltırsak ve de mevzuat aşılabilirse Hakan bey’in de dediği gibi sektörün ihtiyaçlarına cevap vereceğine inanıyorum.

Bir diğer husus; bizim sektörde ürün kalitesi yeterli değil. Ürünümüzün niteliğini yeterince yukarı taşıyamadık 2014-2015 yıllarında bu alanda çok güzel çalışmalar görüyorum. Levha sektöründe bile İnegöl’de, yurt dışından tasarımcılar getirilip çok güzel mobilya tasarımları yapmışlar ve bunların ihracatını yapıyorlar Daha bugün açıklandı ki, bu sektörde şu andaki ihracat 2.7 Milyar dolara ulaşmış. Şimdi 2016 yılına girerken 2015’den kötü olacağını düşünmüyorum. Şanssız bir yıl geçiriyoruz hatta belki de bunun bize faydası olacak, sektörümüz ürün niteliğini artırarak yurtdışına daha fazla ihracat yapacak. İnşallah önümüzdeki yıl sektörümüz Almanya’ya laminat parke satmaya başlar.

ORSİAD: Mehmet Bey 2016 yılından neler bekliyorsunuz?

Mehmet Bey: 2016 üretim hedeflerimizde biz bütün bu olumsuzluklara rağmen kapasitemizi tekrar yükseltmeye devam ediyoruz. Bu konuda AR-GE çalışmalarımız devam ediyor. 2016’nın da 2015 kadar başarılı geçeceğine inanıyoruz. %20 artışla büyümeye devam edeceğiz. Yeni yatırım olmayacak, iç kapasitemizi geliştireceğiz. Firmamız özellikle kaliteli nitelikli ürün gamına önem veren bir guruptur. Bu sektörün nitelikli ürünlerle Avrupa pazarında daha değer kazanacağına inanmaktayız.

 

VEZİRKÖPRÜ ORMAN ÜRÜNLERI VE KAĞIT SAN. A.Ş. Pazarlama ve Ürün Geliştirme Müdürü Sn. Mehmet KARAHASANOĞLU-7 

 

ORSİAD: Mehmet bey, renk kartelalarındaki çeşitliliği azaltma konusunda bir duyum alıyoruz, ne dersiniz bu konuda?

Mehmet Bey: Renk kartelalarında bildiğiniz gibi sektör sadece standart ürün gurubunda çalışıyordu. Evet haklısınız bu duyumunuzda gerçeklik payı var. Önümüzdeki yıllarda ürün gruplarını artırınca aynı renk sayısında bir azalma olacak. Çünkü ürün çeşitliliğine önem veriyoruz.

ORSİAD: Ünal Bey, 2016 yılı beklentileriniz nelerdir?

Ünal Ünsal: 2015’den biraz daha iyi olacağını düşünüyorum. İnşaat sektörü malum durumlardan dolayı normalin altında ilerliyor. Dolayısıyla 2016’dan çok büyük beklentilerimiz yok.

Ünsallar Parke Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Ünal ÜNSAL-2

İbrahim Özcan: Şunu eklemek isterim, inşaat sektörü %18 büyürken sadece Ağustos ayında %16’ ya düştü bu oran. Ancak her dönemde biz üreticiler ürettiğimiz malı sattık. İthalat yelpazemiz çok geniş olduğundan buralarda yeterli pazarlamayı yapabilirsek, yeterli kalite seviyesine gelebilirsek 2016’da da sıkıntımız olmaz.

ORSİAD: Kenan Bey 2016 değerlendirmenizi almak isteriz ve OGM yurtdışından cips alımlarında devreye girebilir mi? Dikili ağaç satımlarına başladınız. Artık OGM orman çiftçisiyle direk muhatap olmadan bunu fabrikalara bunu devretmek istiyor. Arazilerin özel sektöre tahsisi, kiralanması mümkün müdür?

Kenan Akyüz: Birkaç hatırlatma yapıp öyle devam etmek istiyorum. Rakamlarla konuşuyorum. Türkiye’deki prodiktif ormanların yıllık artımı 33.6 Millon m3. Bunun 6 -7 katından bahsedersek serveti yemiş olursunuz. OGM’de anaa amaç hammaddeyi karşılamak ama ormanların devamlılığını da sağlamak önemli. Dolayısıyla bugün OGM, biz yıllık artımın tamamını alıyoruz dese 33 Milyon m3 ü geçemez. Ormanların verimli hale dönüştürülmesinde toprağın, arazinin iklim şartları önemli. Örneğin, İç Anadolu bölgesinde orman kurun desek kurulabilir mi? Yağış yok! Dolayısıyla realite üzerine konuşalım. Avrupa’daki gibi orman varlığından faydalanmamız mümkün değil.

OGM ticari bir işletme gibi çalışmıyor. OGM sektörün hammaddesini stabil fiyatlarla verme garantisinin içerisinde sektörün önünü açmaya çalışıyor. Evet, kanunlar zaman zaman bizim için engelleyici unsur oluyor. Orman köylüsüne her yıl 3.5 Milyon ster yakacak odunu vermek zorundayız. Bu kanun. Biz de isteriz onun yerine farklı bir alternatif yakıt kaynağı versek o miktarı da sektöre kaydırsak. Bunun için çalışmalar da yapıyoruz.

Diğer konu, bir fabrika kurarken mutlaka o fabrikanın hammaddesini nereden alıyorum diye bir bakarım kaynağına bakarım. Siz kaynağını soruşturmadan fabrikayı kurdum, devlet benim ihtiyacımı karşılasın derseniz batarsınız.

ORSİAD FORUMU 2015 GENEL SAHNE-10

Güçlü bir sektör varsa güçlü bir OGM vardır.

OGM şuan sattığı ürünlerle hem ormana bakıyor hem sektörü ayakta tutmaya çalışıyor.

Yurt dışından cips alım konusuna gelecek olursak ki biz ithalata karşı değiliz ama kaynak burada varsa buradan alınmasını destekliyoruz. Geçen sene gerçekleşen ithalat miktarı 2.2 Milyon tondu yani 5 Milyon m3 civarında bir odundu. Bu 2012 yılında 3.2 Milyona çıktı, protokolleri yapmaya başladık 2.2 Milyona düştü yine çıkacağına inanıyoruz. Ben de şimdi bu noktada sektördekilere sitem etmek istiyorum. Bize sormadan kapasite arttırıyorsunuz hammadde kaynağını da bulmak zorundasınız. Hammadde kaynağını bulamıyorsanız artırmayın, verimliliği artırın. Yurtdışından da ithal edip de hammaddeyi daha pahalı satabiliyorsak bu katma değer oluşturmaktır, istihdam oluşturmaktır. Bu çok güzel ama lütfen bizimle istişare halinde olun lütfen.

Yurt dışından ithalat oranını mevzuat açısından inleyeceğiz, kanunlarla çalışıyoruz. Be karar noktasında değilim üst yönetime ileteceğim. Elbette ki sektörün önünü açmak için ne gerekiyorsa OGM olarak varız.

Arazi tahsisi konusuna gelirsek bu da mevzuatla kanunlarla gündemde. Evet özel arazi tahsisi için çalışmalar yapılıyor. Hatta 25.000m3 kapasiteli yerler için özel bir arazi tahsisi var. Bunda bir sıkıntı yok ancak tahsis edilecek arazinin büyüklüğü, verimliliği önemli. Bu noktada ilgili mercii olan Ağaçlandırma Daire Başkanlığı’na konuyu ilettim çalışma aşamasındayız

OGM Orman Genel Müdürlüğü İşletme ve Pazarlama Dairesi Başkanı Sn.Kenan AKYÜZ-8

Dikili ağaç satışlarına gelince; biz kanunlarla belirlendiği gibi, orman köylüsüyle çalışmak zorundayız. Sektör bana şunu diyebilir mi? Dikili ağaç satımını bir tek Türkiye yapıyor. Hayır, bütün dünya yapıyor. OGM orman köylüsüne üretim işçiliğini veriyor orman köylüsü de imkanları el verdiği ölçüde yetiştiriyor.

Siz de mekanizasyon noktasında elinizi taşın altına koyun, mükerrer taşıma, mükerrer yükleme gibi maliyet artırıcı faktörleri azaltalım ve dikili ağaç satışlarını artıralım. Size şu noktada hak verebilirim, bu girişim iş sağlığı ve güvenliği konusunda ciddi yaptırım gerekiyor. Bu noktada elinizi taşın altına koyun diyoruz. Özel sektör bu işe girdiği zaman bu uygulamadan muaf olamıyor bu da maliyetlerini artırıyor. Avrupa’da üretim %90 oranında dikili ağaç satışıyla yapılıyor. Bu noktada dediğiniz gibi özel sektör de katkı sağlarsa dikili ağaç satışlarıyla kar edeceklerini düşünüyoruz. İş sağlığı ve güvenliği konusundaki yaptırımlarla ilgili de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na birlikte gidip konuşalım. İnsan sağlığını koruyoruz diye sanayiyi de öldürmemek lazım diye düşünüyorum. Beraber hareket etmeliyiz.

2016 yılını değerlendirecek olursak;

Ülkemizde huzur, istikrar çok önemli. İşlerin yürüdüğünü görüyoruz. Fabrika kuruyorsunuz, üretim artırıyorsunuz, kapasite artırıyorsunuz. İşler kötü denilirse doğru olmaz. Dolayısıyla 2016 yılında inşallah çok daha iyi olacağına inanıyorum. Çünkü biz bütün rakamlarımızı ona göre ayarladık. OGM üretim artırma gayreti içinde olacak.

Katılımcı Sorusu: Tevfik Dedebaş/ Kastamonu Entegre A.Ş.

Kenan bey söyledi, Türkiye ormanlarındaki yıllık cari artım 42 milyon m3 bunun koru ormanlarındaki artımı ise 33 milon m3. Türkiye şu anda sektörün ihtiyacını karşılayacak kapasiteye sahip. Yurtdışından 3 milyon ton civarında odun ithal edilyor. 300 Milyon dolarlık bir rakam. Cari açığın %2.5 kadarı bizim sektörden. Şu anda 2-3 milyon ton bir ithalat olduğuna göre OGM 19 Milyon m3 dikili, 15 Milyon m3 de endüstriyel odun üretimi var. Bu ormanlar, gerekli çıkarımları yaptıktan sonra 25 Milyon m3 üretimi karşılayacak kapasitede. Bunun %46’sı da lif ve yonga levha üretimine gidiyor.

Tevfik Dedebaş: Kastamonu Entegre A.Ş.-4

Kenan Bey’e sormak istiyorum; 2016 ve 2017’de politikalarını, 25 Milyon m3 üretim yapacak şekilde geliştirirlerse bunu göğüsleyecek durumda mıdır?

Hakan Zengin: Kısa bir şey eklemek istiyorum, demin Tevfik bey’in de söylediği gibi kapasitelerin karşılanabileceğini düşünüyorum. Verimlileştirerek artırılabileceğine inanıyorum dolayısıyla Tevfik Bey’ e de teşekkür ediyorum.

Kenan Akyüz: Biz de yok demiyoruz, kapasiteyi artırmak için destek istiyoruz. Dikili ağaç satışı başlayalı 20 yıl oldu. Özel sektöre ayak uyduramıyorsunuz diyorsunuz ama siz de devlete ayak uydurun, hızlı gelin. Günde 3-4 saat çalışmakla orman işçiliği yapılmaz yapılırsa da hammadde bu sektöre yetişemez.

OGM Orman Genel Müdürlüğü İşletme ve Pazarlama Dairesi Başkanı Sn.Kenan AKYÜZ-6

ORSİAD: Kenan Bey, bu noktada sormak isterim, son paket yasa tasarısı içinde devlete ağaç dikimi ve ormanlık alan temizliği için 100.00 işçi alınacağı maddesi var. Bu işçilerin özel sektöre aktarılarak dikili ağaç satışına destek verilemez mi?

Kenan Akyüz: Orman işçiliği maden işçiliğinden sonra en tehlikeli işlerden biri. Şuan Milli Eğitimle protokol imzaladık. 100 000 orman köylüsünü eğitime tabi tutuyoruz. Geçen sene 32. 000 tanesini eğittik, 8 gün boyunca uygulamalı ders veriyoruz. Devlet olarak orman köylüsünü uzmanlaştırmaya çalışıyoruz. Yani sektörde bize destek olsun.

Hakan Zengin: Kenan Bey dikili ağaç satışlarında bizim daha çok varlığımızı ortaya koymamız gerektiğini söylüyor. Ancak sektörümüz aslında çok büyük bir riski taşıyor. Finansal riskler taşıyor bir taraftan fabrikalarımız çok tehlikeli sınıfına kondu. İnanılmaz bir kaos var. Zaten makinaların getirdiği bir yük var. Biz dikili satışlardan oluşan ürünlerin % kaçını kullanıyoruz, en atıl ürünleri kullanıyoruz. Dolayısıyla bizim dikili ağaç satışına girmek gibi bir kamburu daha üstümüze almak orman köylüsüyle muhatap olmak gibi bir lüksümüz yok. Bir de nakliyeciler ve kooperatifçiler gurubu var. Bunları nasıl çözeceğiz? Dolayısıyla bu bizim için ciddi bir kambur.

ORSİAD: İbrahim bey sektör içerisinde finansal yapıyı nasıl görüyorsunuz? 2016 yılını finansal yönden değerlendirir misiniz?

İbrahim Özcan: Sektörün finansal yapısını değerlendirmek için sektörü ikiye ayırdım biri üreticiler, biri toptancılar. Bunu da levha toptancıları ve parke toptancıları diye ayırabiliriz. Üreticiler genelde üretmiş oldukları ürünlerin ilk yatırım maliyetleri çok yüksek olduğu için sermayesini tamamlamış firmalar. Genelde üretici firmalarda finans sorunu pek olmaz. Asıl problem toptancılar gurubunda. Hatta bu üretici firmalar, toptancıları sürekli finanse ediyor.

ORSİAD GAZETESİ FİKRET DEMİR-2

Levhacıların parkecilere göre biraz daha sermaye yapısı iyi. Ancak onlarda ürün çeşitliliği çok fazla ama sermaye yetersizliği söz konusu. Bunlarda üreticilerden kendi öz sermayelerinin üstünde borçlanarak mal alıyorlar

Parkeciler levhacılardan biraz daha kötü durumda. Genellikle emeğiyle iş yaparken bir iş sahibi olmuş ancak yeterli sermayeyi bulamadıkları için sıkıntıya düşüyorlar. Bu sıkıntı onların risklerini artırıyor bu, üreticilerin de risklerinin artması demek. Son iki yıldan bu yana firmalar bu konuda tedbirler alma gayreti içerisinde. Bu iki grup arasında borçların öz sermayeye oranı oldukça düşük Zaman zaman dış etkenlerden, ülkenin durumundan kolaylıkla etkilenebiliyorlar.
Bu karsızlığı doğuruyor. Bu problem her yerde var. Asıl sorumumuz işletme sahiplerinin kazandıkları parayı, işletmeye değil bireysel ihtiyaçlara yatırmaları.
Asıl problem sermaye yetersizliği eğer bu firmalar ayağını yorganına göre uzatırsa sıkıntı yok.
Ülkemizdeki olumsuz koşullar olmasa da bundan sonra rekabet artacağından bizler toptancılar gerekli tedbirleri almalıyız.

Çamsar Entegre Ve Pazarlama A.Ş. Genel Müdürü Sn. İbrahim ÖZCAN-12

Bu tedbirlerden biri; kredi kartlarır. Biz kredi kartları ödemelerinde %25’e ulaştık gayet iyi gidiyoruz. Bir çok firma bunu başlattı.

Diğer husus; herkesin bildiği parçalı müşteri çekleri alarak riskimizi dağıttık burada da %60’lara ulaştık.

Bu işin gelecek olduğu nokta Avrupa’daki gibi alacakların sigortalanması noktasıdır. Firmalar kredibilitelerini artırmalıdır. Bu sistemin geleceğine inanıyorum. Toptancılar da kazandıklarını işlerine yatırırsa daha hızlı büyüyeceklerdir.

ORSİAD: Mehmet bey finansal konuda ne düşünüyorsunuz ve 2016 yılında şirket karlılıklarını artırmak için ne gibi tedbirler almayı planlıyorsunuz?

Mehmet Bey: Biz de firmamızı korumak ve hata yapmamak için İbrahim Bey’in söylediği şartları sağlamaya çalışıyoruz. Ana bayii ve alt bayilerle takip sistemini yürütmekteyiz. Firma alacaklarının sigortalanması konusunda araştırmalarımız şunu gösteriyor; bizim teminatlar karşılığı açmış olduğumuz miktarları bile sigorta firmaları vermiyor.

VEZİRKÖPRÜ ORMAN ÜRÜNLERI VE KAĞIT SAN. A.Ş. Pazarlama ve Ürün Geliştirme Müdürü Sn. Mehmet KARAHASANOĞLU-5

Dolayısıyla bizim burada özellikle birlik olup özellikle bankaların teminat komisyonlarının düşürülmesini desteklemeliyiz. Aynı zamanda yine kurulacak ortak bir dernek vasıtasıyla, sektörde çalışan çeklerin bir kara listesi çıkarılık ve ortak takip sistemiyle hatalar önlenebilir.. Aynı şekilde firmamız da son müşteriye ulaşan bir ağ kurarak kredi kartı sistemiyle finansını sağlıyoruz. Biz şu anda ödeme alımlarında %30’ lara kadar ulaştık ve daha da büyütmeye çalışıyoruz. Şu anda hem alt noktada olsun hem ana bayi noktasında olsun firmaların da nakit akışı kredi kartı üzerinden gelmekte. Değişen çek kanununun hiçbir yaptırım gücü kalmamıştır.

ORSİAD: Ünal Bey, sizce sektörün perakende ve toptancılar olarak en büyük sorunu nedir ve çözüm önerileriniz nelerdir?

Ünal Ünsal: İbrahim Bey de, Mehmet Bey de aynı şeyi anlattılar. Bizim sektörümüz söylendiği gibi toptancılardan ziyade biraz daha parke döşeme ustası seviyesindeolduğu için finansal yetersizlik var doğru. Birazcık para kazanınca kendi işine yatırım yapmıyor.

Laminat Parke Toptancıları ve Parekendicileri adına Ünsallar Parke Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Ünal ÜNSAL

O yüzden parke toptancıları sadece fabrikaların değil, inşaat gruplarının da yükünü çekiyor. İnşaat sektörü parke aşamasına geldiği zaman sanki parkede daha çok vade varmış gibi davranıyor. Sadece parkecilere ya da toptancılara bakmamak gerekiyor. İnşaatçılara müteahhitlere de bakmamız gerekiyor.

Çözüm önerisi olarak, tabii kredi kartı ama onu da müteahhit ya da inşaatçı ne kadar karışlayabilir. Biz sadece perakende ürün satmadığımız için müteahhitler de inşaatçılar da yüksek miktarlı limitler yok ya da çok az. Bu nedenle dayatılan vadeye mecbur kalıyoruz.

 

ORSİAD: Kenan Bey, OGM olarak sektörün en büyük sorunu nedir? Ve Çözüm önerilerinizi alabilir miyiz?

Kenan Akyüz: Bizce sektörün en büyük sorunu hammadde sorunu. Gerçekten pahalı temin ediyoruz. Diğer maliyet artırıcı unsurlar da var. Dolayısıyla sektör pahalıya çalışıyor. Biz bunun farkındayız. Çözüm olarak da OGM olarak hammaddeyi artırma noktasında gayret ediyoruz. En büyük başta da söylediğim gibi Türkiye’de ormanlardaki üretim işçiliğinde profesyonel üretime geçilemesidir. Türkiye’de biran önce üretim maliyetlerinin düşürülmesi için profesyonel iş gücüne geçilmesi gerekiyor.

ORSİAD: Hakan Bey longa levhacılar sektörü olarak sizce en önemli sorun nedir ve çözüm önerilerinizi öğrenebilir miyiz?

Hakan Zengin: Kenan Bey’le aynı fikirdeyim. Evet, hammadde temini konusunda sıkıntımız var. Hem pahalı temin ediyoruz hem de tükenen bir kaynaktan temin ediyoruz. Orman varlığı dünyada da azalıyor.

Finansal sorunlar da var. Burada ciddi bir riski üzerimizde taşıyoruz. Fabrika sahipleri, üreticiler olarak bizim sattığımız kişiler de risk taşıyor. Onlar da kendi sattıklarına artı vade yapıyor bu da maliyeti artırıyor.

Sektör gerçekten karsız bir sektör, bunu kapasiteyle aşmaya çalışıyor. Büyüme var ama büyük fabrikalara baktığınızda işçilik maliyetleri çok yüksek değil karımızı daha fazla artırmak için kapasite yükseltmek durumuna gitmişiz. Çünkü malin piyasadaki değeri belli. Sizin yapabileceğiniz tek şey düşey karlılıkta oynamaktır. Sektörün en büyük sorunu karsızlık. Karsız sektörlerde bunu dejenere edecek bir gurup çıkabiliyor.

Çözümlenmesi için de sektörün kapasitelerle karlılığı artırması gerekiyor. Vadeyle dönen bu sistemin de bir an önce çözülmesi gerekiyor.

VEZİRKÖPRÜ ORMAN ÜRÜNLERI VE KAĞIT SAN. A.Ş. Pazarlama ve Ürün Geliştirme Müdürü Sn. Mehmet KARAHASANOĞLU-11

ORSİAD: Hakan Bey, o halde şunu da sormak isterim: Hem kapasiteleri tam anlamıyla kullanamıyoruz, ihracat yetersiz diyoruz ama % 20 daha büyüyelim ama iç piyasada öyle bir ihtiyaç yok. Bu daha ileriye yatırım olarak mı yapılıyor?

Hakan Zengin: Kapasiteyle karlılığı artırmaya çalışıyoruz. Lokasyonlar değişmeye başlıyor. Hatta yurt dışında yatırımlar yapılmaya başlandı. Şu andaki büyük oyuncular Rusya’da, Tataristan’da yatırımlar yapıyor. Bu döneme girmiş durumdayız.

ORSİAD: İbrahim Bey, sektörün sorunlarıyla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

Çamsar Entegre Ve Pazarlama A.Ş. Genel Müdürü Sn. İbrahim ÖZCAN-10

İbrahim Özan: En büyük sıkıntılarımızdan birinin satışların fiyat ve vade endeksli satılması. Bunun yerine; kalite, innovasyon ve tasarıma önem vererek daha nitelikli mallar üreterek satışlarımızı o şekilde yaparsak ülkemiz adına da iyi işler yapılacağını düşünüyorum. Bu arada bazı yatırımların da daha bilinçli yapılması gerektiğini düşünüyorum ihtiyaç varsa yapılsın yoksa yapılmasın.

  VEZİRKÖPRÜ ORMAN ÜRÜNLERI VE KAĞIT SAN. A.Ş. Pazarlama ve Ürün Geliştirme Müdürü Sn. Mehmet KARAHASANOĞLU-20

ORSİAD: Mehmet Bey sektörün sorunları ve çözümler hakkında sizin düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Mehmet Bey: Biz de aynı şekilde söktürün kârlılığını yükseltemesi için nitelikli mal gruplarını ön palana çıkarması gerektiğini düşünüyoruz.Önümüzdeki yıllarda hedefimiz bunun üzerine yatırımlarla geçecek. Çünkü iki husus söz konusu; birincisi, üretilen mala nitelik kazandırmak. İkincisi de; müşteri portföyünü bilinçlendirmek. Çünkü mevcut laminat parke marleyin yerine geçmiş durumda yani en ucuz ürün. Bunu değiştirecek olan da biz firmalarız. Biz firma olarak önümüzdeki yıllarda concept mağaza fikirlerini geliştirmeye başlayacağız. Hem ürün gruplarımızı tanıtacağız hem de bu ürünle kombine edilecek diğer ürün gruplarımızı sunacağız. Böylelikle hem müşteriyi bilinçlendirmiş, hem de müşteri kalitesini artırmış olacağız. Bu concept mağazalarında ana hedefimiz kendi ürün gruplarımızı bayilerimizle birlikte öne çıkarmak olacak. Yani sadece kendi ürünlerimiz olacak. Burada amaç, bütün ürünleri tanıtabilmek. Özel eğitim almış ustaları çalıştırmak, müşteriye bir takım garanti ve sigorta imkanları vermek yine hedeflerimiz arasında olacak.

 

ORSİAD FORUMU 2015 PELİ PARKE LOGO

ORSİAD FORUMU 2015 ORSİAD TV

ORSİAD FORUMU 2015 ORSİAD GAZETESİ

ORSİAD FORUMU 2015 MURAT TURAN

ORSİAD FORUMU 2015 LOGO-2

ORSİAD FORUMU 2015 MURAT TURAN-KENAN AKYÜZ

ORSİAD FORUMU 2015 MURAT TURAN-HAKAN ZENGİN

ORSİAD FORUMU 2015 MURAT TURAN-İBRAHİM ÖZCAN

ORSİAD FORUMU 2015 MURAT TURAN-MEHMET KARAHASANOĞLU

ORSİAD FORUMU 2015 MURAT TURAN-ÜNAL ÜNSAL