PARKE ÇALIŞTAYI 2018 AİT TÜM KONUŞMALARIN METNİ

 23 11 2018

Sunumu Konuşmacısı : Ercan ŞAHİN Yıldız Entgere  Marka ve Pazarlama Müdürü

Konuşmacı listesi

  1. Laminat Parke Üreticisi adına: Sn. Selçuk Ormancı: Yıldız Entgere Satış ve Pazarlama Direktörü
  2. Laminat Parke Üreticisi adına: Sn. Mehmet Karahasanoğlu : Peli Parke Strajı ve İş Geliştirme Müdürü
  3. Masif ve Lamine Parke Üreticisi adına: Sn. Necati Yılmaz : Dendro Parke Genel Müdürü
  4. Parke Toptancıları ve Aksesurcıları adına:  Sn. Zeki Kara: Met-iş Parke  Chairman – Kurucusu
  5. Parke Ustaları adına : Sn. Ecevit Uzun : Parkeciler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı 

Moderator : Sn. Fikret Demir Orsiad Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni 

PARKE ÇALIŞTAYI 22018

Yıldız Entegre’nin Ana Sponsorluğunda Parkenin Geleceği Tartışıldı

Açılış konuşmasını Yıldız Entegre Marka ve Pazarlama Müdürü Ercan Şahin yaptı.

Ercan Şahin: Yıldız Entegre’de Marka ve Pazarlama Müdürü olarak görev yapıyorum. Sözlerime başlamadan önce, size Manisa’da Mersin’de Kartepe’de, Mudurnu’da, Romanya’da, İstanbul’da, Solvenya’da, ABD’de çalışan mesai arkadaşlarımın ve Yönetim Kurulumun değerleri üyelerinin selamlarını iletmek isterim.
Bugün, Türkiye’de parke sektörünün geleceğini sorunlarını, ihtiyaçlarını konuşacağımız bir gün olacak. Böyle bir organizasyonda olmaktan ve bu organizasyonunun sponsorluğunu yapmaktan dolayı çok mutluyuz. Vario Click, Terra Click, Smart Click sektördeki önemli markalarımızdan üçüdür. Aynı zamanda Yıldız Entegre’nin parke sektöründe üç büyük temsilcisidir. Yıldız Entegre’nin ağaç ve orman ürünleri söktürendeki hikayesi aslında çok eskiye dayalı. Yaklaşık 130 yıl önce merhum Hasan Yıldız beyefendinin Trabzon’da kereste atölyesiyle başladığı hikâye bugün Yıldız Entegre’nin dünyada öncü bir marka olmasına kadar gelmiştir. Böyle bir yerde olmaktan, yaklaşık 2500 çalışanıyla tüm dünyaya yayılmaya çok önceleri başlamış bir firmada olmaktan çok mutluyum. Yıldız Entegre’nin ortaya koymuş olduğu bir vizyon var. Bu vizyon içerisinde aslında hepimiz varız. Global olmayı, yenilikçi olmayı, Türk paydaşlarıyla birlikte global bir dünya markası olmayı hedefliyoruz. Bugün burada olmamızın sebebi de bu paydaşlarla birlikte büyümeyi hedeflediğimiz içindir.  Global ve büyük yenilikçi oyuncu olmak birçok nedene dayanıyor. Bunun için modayı trendi teknolojiyi yenilikleri çok yakından takip ediyoruz. Sektörümüze kazandırmaya çalışıyoruz ve aynı zamanda kendi iç sistemlerimize entegre ediyoruz. 2018 itibariyle kurumsal bir dönüşüm içindeyiz. Romanya’daki en büyük MDF tesisi devreye girdi ve en büyük yatırımcı ödülü aldı. Slovenya’da en büyük sunta fabrikasını bünyemize kattık. Rusya’da yatırımlar için çalışmalara başladık. Global olma yolcuğumuz başladı. Kurumsal kimliğimizi yeniledik. Logomuz 20 yıllıktı fakat zamanla insanların beğeni ve alışkanlıkları değişiyor. Büyük bir dünyada yaşıyoruz. Türkiye’deki daha klasik yaklaşımdan ziyade global bir bakış açısıyla modernize olduk ve kimliğimize yansıttık. 2018 yılı bizim için dijital atılım yaptığımız bir yıl oldu. Web sitemizi yeniledik, uygulamalar oluşturduk. Bu doğrultuda sergileme sistemlerimizi yeniledik. Gelecekte sahada uygulamayı hayal ettiğimiz birer örnekler bunlar. Artık dünyada sadece desen ve renk gösterilirken biz dokuyu da gösterir hale geldik. Bu tüketici için önemli bir fırsat. Bu yenilikler tüketici için, ustalarımız için, bayilerimiz için çok önemi bir adımdı. Bu anlamda dijital platformları kullanabilecekleri uygulamalar geliştiriyoruz. Bunun da yakında lansmanını gerçekleştireceğiz. Artık insanlar ürünü almadan önce kendi evlerinden bunu görebilecekler. Bir parke ustası müşterisine bunu gösterebilecek. Bu atılımlar bizim için çok önemliydi. Bunların da yaygınlaşması için sizin de desteğiniz çok önemli.

2019 yılı için renk ve modellerimiz ve en ileri teknolojilerden biraz daha bahsetmeye çalışacağım. Kurumsal kimlikte yenilenmeye giderken alt markalarımız da yenilenmeye gitti. Artık 3 tane grup markası oluşturduk. Parke ve kapıyı temsil eden Yıldız Home çatısı oldu. Bunun altındaki, Vario Terra, Smart Click hayatlarına devam ederken üst temsiliyeti Yıldız Home adı altında topladık. Diğer kaplamalı levha ürünlerinde Yıldız Trend ve ham ürünlerinde de Yıldız Master diyerek aslında 3 tane temel marka ile bütün ürünlerimizi temsil edebilir hale geldik. Bizim parkelerimiz yaklaşık garanti süresi 15-20 yıl arasındadır. Bu noktada yeni bir revizyon yapıp üst kademeye çıkardık. Bildiğiniz üzere laminat parkede ilk click sistemini kullanan Yıldız Entegre olmuştur. 78 tane geniş bir ürün portföyüne sahibiz. Bunu 9 farklı ürün grubuyla tanımladık. 6mm’den 12mm’ye kadar farklı seçeneklere sahip. Türkiye’deki yıllık kapasitemiz 50milyonm2 , geniş bir renk seçeğeni var. Romanya ile birlikte bugün dünyada 65milyonm2’ lik parke üretimi yapabilir hale geldik.

2018-2019 koleksiyonlarımıza eklediğimiz yeni ürünlerimizden bahsedecek olursak.

Vario Click; Wooden Stone özel bir grubumuz. Dünyadaki bizim sektörümüz dışındaki modayı da takip ediyoruz. Farklı disiplinleri görüyoruz. Ahşabın taş ve mermerle kullanımını içeren ürün portföyünü burada konumlandırdık. 6 farklı renk ve desenden oluşuyor. Bu sene üretimine başladığımız Asur ve Babil ürünleri bunun ilk örnekleri. Outdoor ürünlerde İnka ve Hitit ön plana çıkıyor. Varico Click Premium 4 farklı renk ve desenden oluşuyor. Premium XL geniş plakların olduğu ürün grubumuzu oluşturuyor, 3 boyutlu desenlere sahip. Sıra dışı atmosfer yaratmak isteyenler bu ürünü tercih edebilirler. Vario Click Premium ise, Beykoz, Marmaris, Beyoğlu tekrar hala canlı olan ürünlerimiz. Premium Plus için de Milano ve Venedik ürünlerini üretmeye başladık.

Terra Click; pazar payında önemli bir yer tutuyor. 15 farklı renk ve deseni içerisinde barındırıyor. Bu sene Kyoto Roma ve Lima’yı ürün ailesine kattık. Santoroni ve Sevilla da yeni gelen dekorlar.

Smart Click; kalitesine güvenebileceğiniz ve arkasında Yıldız Entegre’nin olduğu ürün gruplarından. Ekonomik bir ürün, 6 mm’lik ürünlerden oluşur ve 4 farklı renk desen seçeneği vardır.

2018-2019 yıllarında sahaya sunduğumuz, sunacağımız ürünlerimiz bunlardır. Çok yakın bir zamanda size sunacağımız uygulamalarla kendi evleriniz için de kullanabileceksiniz.

ORSİAD: 2018 yılında toplamda Türkiye’de ne kadar laminat parke üretildi? Üretilen bu miktarın ne kadarı iç piyasa, ne kadarı ihracat?

Selçuk Ormancı: Öncelikle böyle bir çalıştay düzenlediğiniz için teşekkür ederim. Teorik olarak laminat parkenin Türkiye’de üretim kapasitesi yurt dışı fabrikalarla birlikte 250milyon m2 olduğunu söyleyebiliriz. 2017 yılında toplam üretim 120milyonm2, satış da 120miyonm2 civarlarında. 2018 yıl sonu itibariyle geçen yılki rakamları Türkiye olarak yakalayacağımızı düşünüyoruz. Bizim Yıldız Entegre’nin bu pazardaki pay oranımız %25 oranında. Bunu Vario Click, Terra Click, Smart Click markalarımızla sağlıyoruz. Bunun dışında biz Türkiye olarak ihracatta biraz daha zayıfıyız. Yani ihracatın payı 120milyon m2 içinde %7 civarlarında. Bazı ülke baremleri, lojistik masraflar vb. ve diğer unsurlar buna etken.

  

ORSİAD: Bu noktada Mehmet Bey’e sormak isterim. Türkiye’nin üretmiş olduğu laminat parke Çin’in aksine dünyanın en ucuzu peki ihracatta neden yokuz?

Mehmet Karahasanoğlu: Türkiye aslında, ihracatta ucuz bir ülke değil çok katılmıyorum. Fakat bu son dönemde dövizin yükselmesi TL’nin düşmesi bizi oldukça etkiledi. Düşük bir seviyeye getirdi. Şu anda yurt dışında mal satmak her firma için daha cazip oldu. Odun maliyetleri aynı seviyede kalmadığı için birim maliyetler olarak Euro bazında baktığınızda dünya pazarlarından çok daha düşük seviyelerde. Bu sebeple ben inanıyorum ki bu durgunluğu, daralmayı, firmalar ihracata daha fazla pay ayırarak aşacağımıza inanıyorum.

ORSİAD: Mehmet Bey, Türkiye genelinde ve sizin firmanız adına rakamsal olarak parke satış ihracat verileri nasıl?

Mehmet Karahasanoğlu: Selçuk Bey’in söylediği bu 120milyonm2 içinde bizim toplam pazar payımız 18-20 milyonm2 yani %17-18 civarındadır. İhracat rakamlarımızda da %15 ile %17 aralığını zorlamaya çalışıyoruz. Her ülkede olmaya çalışıyoruz. Tek fiyat politikasını oturtmak adına her ülkede belirli bir temsilcilik üzerinden yürümeye çalışıyoruz.

ORSİAD: Selçuk Bey, dövizdeki artış sebebiyle iç piyasada bir dalgalanma olmadı mı? Mehmet Bey’in verdiği rakamlara baktığımızda 120milyonm2 yi yakalayabiliyor muyuz?

Selçuk Ormancı: Evet ihracatın verdiği destekle yakalayacağımızı düşünüyoruz. Tabii ki şunu da unutmamak lazım; biz şu anda 2016-2017-2018 işlerini yapıyoruz. Bizi bekleyen daha büyük sorun 2019 yılında kendini gösterecek. Benim verdiğim rakamlar hali hazırda devam eden işlerimizle oluşacak rakamlardır. Çoğu inşaat binalarının %80’i bitti. Parke, kapı noktasına geldi. Bunlar 2019 yılında biraz daha azalacak, insanların öz sermayesiyle yönetebileceği bir alana kayacağını düşünüyorum.

ORSİAD: Necati Bey, sizdeki rakamlar nedir? ve inşaat sektörünü yakından takip ettiğiniz için yine size sormak isterim; yeni alınan ruhsatlar 2018-2019 için ne durumda?

Necati Yılmaz: Şu an biz geçmişte başlamış belli bir seviyeye gelmiş projelerin taleplerini karşılıyoruz. Büyük oyuncuların hepsiyle hem alışverişim var hem temas halindeyim. Büyük inşaat firmalarının ortak fikri, elimizdeki projeleri bitirip daha sonra öz sermayemiz kadar iş yapıp az ve öz yol almak düşüncesindeler böyle hedefleri var. Krizin etkisi tabii ki çok büyük, daire satışları dip seviyede. Her ne kadar Ekim ayında %10 bir artış olsa da ki bu da, bir takım kampanyalarla, kârdan feragat ederek, devletin desteğiyle özetle zorlamayla yapılan satışlar.
Dolayısıyla 2019’da da mevcut işlerle sektörün küçülerek yol alacağını sonrasının daha da küçüleceğini, nüfusa oranla konutların belli bir seviyeye oturacağını fazla yapılmış yatırımların daha reel konuma düşeceğini düşünüyorum. Bu nedenle daralma şu an başladı. Bu 2019 yılında da küçülerek devam edecek. Daha sonrası için daha da küçülecek sektör. 2020 bana göre daha karanlık görünüyor.

ORSİAD: Necati Bey, parke sektörü ne durumda?

Necati Yılmaz: Lamine parkenin 120milyonm2’lik pazarda yaklaşık 3.5milyonm2’lik bir payı var. Bu rakamın 2 milyon 300 bin civarı yerli üretim. Kurulu yerli üretim kapasitesi 4,5milyonm2 civarında ama üretimden satışlar 2017 yılında 2 milyon 300 binm2 idi. Türkiye’ye 1 milyon 150 binm2 ithal ürün girdi. Kayıt dışı atölye bazında ufak tefek üretimler oluyor 100bin, 50bin gibi ve bunlarla birlikte de Lamine parke pazarında 3.5 milyonm2 civarında bir pay oluşuyor. İhracat çok daraldı, Rusya en büyük pazardı fakat Rusya’da yaşanan krizle birlikte Rusya’nın koymuş olduğu %20 bir vergi var o henüz kalkmadı. Dolayısıyla orada Çin mallarında herhangi bir gümrük koruma yok. Bizim ürünlerde ek vergi olduğu için orada da şansımız kalmadı. İhracat totalde lamine parkede 100.000m2’yi buluyor. Laminat parke ithalatı daha güçlü. Laminat parkede, yerli üretilen ürünle kurun yükselmesi sebebiyle ithal ürün arasında makas çok açıldı. Çok keskin düşüşler yaşandı ama lamine parkede bizlerin girdileri de Euro bazlı olduğu için Euro ile ürün sattığı için ithalat devam ediyor.

ORSİAD: Zeki Bey aksesuarcıların durumu nedir? 2017-2018 yılları için satış rakamlarınız nasıl? Ve son olarak toptancı siparişlerinin durumunu da sorabilir miyim?

Zeki Kara: Öncelikle sektörüm adına teşekkür ederim. Gönül isterdi ki sektörün tüm temsilcileri burada olsun, konuşalım, tartışalım, çözümler üretelim.

Biraz geçmişten başlayarak konuşacak olursam; 1996 yılında ilk laminat parke Türkiye’de üretilmiştir. Biz de o firmada çalışıyorduk. 300bin m2 ithal ve 300bin m2 üretim olarak veriler alınmaya başlandı. Bir standardı yoktu. Buraya gelmeden yaptığım bir araştırmaya göre, bugüne kadar ortalama her yıl %30 civarında bir artış, büyüme olmuş. Bu sektöre 20 yılda %30’luk bir büyümeyi getirdik. Burada karamsar olmamak lazım, şöyle ki biz toptancılar olarak bu büyümeye ayak uydurmaya çalıştık. Fabrikalar da aynı şekilde destek oldular. Bizler bu 120milyonm2’ nin toptancılar olarak hem nimetinden faydalanıyoruz hem sıkıntılarını çekiyoruz. Bundan önceki kronolojide artış 120milyon2. Burada bir yatay bir çizgi izleyecektir. 2015 yılından beri rakamlar bu seviyede. Orada bir seyir söz konusu. Bunun kapasitesi belli. Türkiye’de %8’lik büyümeleri de gördük. Türkiye inşaat sektörüne baktığımız zaman bir Yıldız Entegre, Kastamonu Entegre dünyayı zorlayan firmalar. 15 yılda bu sektör çok şey yaptı. Burada sakin hareket etmek lazım ve en önemlisi sektördeki kazancımızı sektöre yatırmamız lazım.

ORSİAD: Ecevit Bey derneğiniz daha çok yeni. Kısaca derneğinizden bahseder misiniz?

Ecevit Uzun: Derneğimizi kuralı 2 ay oldu. Çeşitli illerde faaliyet gösteren fabrikaların da desteğini alarak derneğimizi kurduk. Amacımız ustalar olarak sesimizi bir nebze olsun duyurmak. Hiçbir şekilde sesimizi duyuramıyorduk. Bu sürecin içerisinde çok uğraş veriyoruz. Bu boşluğu doldurmak istiyoruz bunun için de böyle bir girişimde bulunduk. 2018 yılında emekçi arkadaşlarımızla birlikte bir karar aldık, dernek kuralım sesimizi duyuralım diye. Ustalar olarak söyleyebiliriz ki piyasa çok sıkıntılı. Derneğimizin amacı, öncelikle bir mesleki yeterlilik belgemizin olması, İŞKUR’da iş tanımımızın olması için çalışmalar yapmaktır.

ORSİAD. Selçuk Bey parke sektörünü temsil eden kurumlardan sektörün beklentisi nedir. 2019 yılı için düşünceleriniz nelerdir, siz de karamsar mı bakıyorsunuz?

Selçuk Ormancı: Zeki Bey’in üretici firmalarla ilgili değindiği konuya cevap vermek isterim; İhracat yaptığımız bazı ülkelerde konulmuş baremler var. Örneğin Türkiye’den Cezayir’e gönderdiğiniz bir ürün için %15 vergi öderken Romanya’ya gönderdiğiniz ürün için bunu ödemiyorsunuz. Global olma yurt dışına açılma sürecimizi bu sebepler etkiliyor. Bizim ürünümüz yükte ağır pahada hafif dolayısıyla lojistik maliyetlerimiz çok fazla. Yurt dışında var olmak buralara mal satmak demektir. 2019 yılının rakamlarına bakarsak, inşaat sektöründeki talep ve finansman sektörü etkiliyor. Şu anda bizim inşaat sektörümüzün elde arz fazlası var, nasıl değerlendirilecek, stoktan alım yapılması gerekiyor, alınan stoklar piyasaya nasıl lanse edilecek.

ORSİAD: Yapılan inşaatlarda lüks konutlarda, toplu inşaatlarda çok iyi kalite ürün kullandık AC4-AC5 ürün satılıyor. Hata mı yaptık?

Selçuk Ormancı: Evet iyi kalite ürün kullandık. Evet AC4’den aşağı pazarda ürün satışı yok. Ama yeterli kaliteyi yeterli üründe kullanmak gerekiyor. AC3 kötü değil çünkü biz evlerimizde ayakkabı kullanmıyoruz. Bazı daireler yurt dışında natamam satılıyor mesela. Burada tüketici ürünü kendi seçip döşüyor. Bu gibi sebepler söz konusu. Tabii ki bu bir kültür meselesi. Bizlere de burada pay düşüyor. Türkiye şu anda ağırlıklı olarak 31-32. sınıf ilerliyor.

Mehmet Karahasanoğlu: Bu sektör 94-96 senesinde ithal edilen parkeyle laminat parkeyi tanıdı. Ben de 95’li yıllarda girdim bu sektöre. Buradaki ustalar bilir, o dönemde click parke yoktu, tutkallı parke vardı. Tutkallı parkenin zorluklarını ustalarımız daha iyi bilir. Bu uygulamanın miktarının azlığı kazancının düşüklüğü söz konusuydu. 2000 yılından sonra click parkeye geçildi. 2005 yılında sonra da bütün firmalarda tamamen geçiş oldu. Şuraya gelmek istiyorum, bu sektör devamlı kendini yineleyerek bu günlere geldi.
2019 yılına farklı bir boyuttan bakmak istiyorum. Evet düşüş yaşayacağız fakat benim gözlemim özellikle Avrupa pazarına bakarsak, yeni ürün gruplarının daha çok önemli olacağı ön plana çıkacağı bir döneme giriyoruz. Dolayısıyla bu tabii ki bizim hedefimiz lamine pazardaki doğallığı laminatla müşteriye verebilmektir. Ana fikir odur bizim için. Buraya ne kadar yaklaşabilirsek o kadar iyi. Burada ustanın kalitesi öne çıkacak. Daha kalın mal daha karakterli mal ustaya da para kazandıracak. İyi kalite iyi mal ürettik döşedik 100 yıl o parkeye bir şey olmadı yani uzun süre gitti ne yapacağız? Biz sektör olarak hanımların satın aldığı bir pazara hitap ediyoruz. Ne kadar dayanıklı olsa da insanlar değişim istiyorlar. 2019 yılında evsel projeler konusunda daha fazla gelişeceğini ve yeni ürün gamlarıyla onlara daha fazla hitap edeceğini düşünüyorum. Dünya pazarında da böyle bir trend var. Artık Avrupalı üreticiler ıslak zeminler için de parke üretiyor. Bu Türkiye pazarına giremedi ama hazırda bekliyor. Zaman içerisinde 2020 yılında pazara girecek ürünlerden biri olacak önü açılacak. Kısacası katma değerli ürün anlamında artıya geçeceğimize inanıyorum.

Necati Yılmaz: Çok güzel bir konuya değindiniz Fikret Bey. Parkenin değişim süreci aslında kaliteyle ilgili değil bu sıkıntı bir kültürle ilgili. Biz de parke, bir eşya ya da mobilya değildir dairenin bir parçasıdır. Biz de parke değişim süreci 15-20 yıldır. Avrupa’da ise parke mobilya muamelesi görür. Mobilya değiştirir gibi parke değiştirilir. Dolayısıyla bu bir kültür kaliteden bağımsız. Diğer bir unsur evde ayakkabı kullanmıyoruz. Ayakkabıyla yaşanan evlerdeki parkenin kalitesi önemli haliyle. Parke kullanımı yaşam şekline göre ömürlendirilir. Bahsettiğim değişim süresi, kültür değişmedikçe değişmez. Devrim yaratacak yeni bürün lazım ki istenen değişim olsun.

Lamine sektörü için kendimizden örnek verecek olursak 8 yılda üstelik sektör bu haldeyken %600 büyüdük. Lamine parkede tüketici alışkanlığı bilinci değiştikçe laminat parkeden lamineye döndü. Laminat parke çok ulaşılabilir bir emtia haline geldi. Lüks konutlarda lamine kullanılması zorunlu hale geldi. Şu an süreç geri dönüyor. Neden çünkü daire fiyatları çok düşünce lamineden vazgeçip laminata döndüler. Son 3- 4 ayda çoğu inşat laminat parkeye döndü. Kâr marjı düşüyor çünkü.
Zeki Bey’e de cevap vermek isterim. Üzerime alınmadım bizde toptancılar olmadığı için onlarla ilgili sorunumuz beklentimiz yok. İç Pazar çok hızlı büyüdüğü için kendi firmam adına biz de dışarı hiç açılmadık. Yerli talebe zor cevap veriyorduk. Şu an ihracat departmanlarını güçlendirip yeni kadrolar alıp pazara salmaya başladık.

Zeki Kara: Burada şu var; şimdi Ecevit Bey ve diğer emekçi kardeşlerimiz bir dernek kurdular çok tebrik ederim başarılı olurlar umarım. Bu süreç zor bir süreç. Biz de yapmaya çalıştık çok kısa sürede epey bir uğraştık. Şu tavsiyede bulunmak isterim. Benim içimde bir ukdedir. Fabrikalara sitemkârım bu konuda. Yönlendirmediler. Burada şunun için söylüyorum üretici firmaların da bir derneği var MDF Yonga Levhacılar Derneği. Burada biraya gelip sektörü konuşuyorlar. Burada bu konular fabrikalar açısından dile getirilirse mesleki yeterlilik kalitesi vermesi açısından fabrikaları yönlendirirsek biz de toptancılar olarak yardımcı oluruz. Bu süreç zorlu bir süreç STK özellikle bürokratik açıdan biraz ağır işliyor.

Necati Yılmaz: Bizim çatı bence yanlış kuruldu. Parke ustaları toptancılar ve üreticileri kucaklayan bir çatı kurmaya kalktık ama beklentiler çatıştı. O yüzden süreci yönetmekte sıkıntı çektik.

 

Zeki Kara: Böyle bir yol haritası izlenirse biz de toptancılar olarak yardımcı olur bildiklerimizi aktarırız.Toptancılar olarak 2019 yılındaki beklentilerimize gelecek olursak, fabrikaların yapacakları var yapamayacakları var. Bize güvendiler malzeme verdiler. Nihai tüketiciye ulaşma adına bizim vasıtamızla reklamlarını sektörde nihai tüketicide uygulamaya çalıştılar. Şu anda 2019 için zor bir virajdayız, kriz var. Fabrikaların zaman zaman el frenini çektiklerini düşünüyorum. Piyasanın da sıkışmaması adına proje dediğimiz miktarla sigorta teminat modelini geliştirmemiz lazım. Fabrikaların yapacağı ilk başta bu olmalı. 2019 virajında toptancı olarak gitmiş olduğumuz projelerdeki riskleri paylaşmalı. Paylaşılmayacaksa sigorta teminat vb. bir şekilde korunması lazım. Fabrikaların toptancılara bir çözüm sunması lazım.

ORSİAD: Ecevit Bey, ustalar olarak kaç kişi bu sökterden ekmek yiyor? Dernek olarak 2019 yılından ne bekliyorsunuz?

Ecevit Uzun: Türkiye genelinde hesaplamalara baktığımızda 10.000 aktif usta 10.000 de yardımcı kalfa dediğimiz toplam da 20.000 bir usta grubu var. 2019 yılında öncelikle yol haritası üye kaydı yapmak üyeleşmek daha sonra yönetimle birlikte fabrikaları ziyaret etmek desteklerini almak. Hepimiz emekçiyiz nihai uygulayıcı biziz. Fiyatları belirleme konusunda dernek olarak bir çalışma yapmamız gerekiyor. Usta kalitesi önemli A sınıf masif parke ustası B sınıf lamine laminat C sınıfı direkt laminat yapan usta bunları ayırmak istiyoruz. Fabrikalara gittiğimizde randevu aldığımızda isteğimiz belge ve ustalık standartlarının oluşması için desteklerini istiyoruz. Ankara’da mesleki yeterlilik kurumu bu belgeyi veriyor. Fabrikalar da eğitim veriyor. Bu eğitimlerin ve belgelerin yanında fabrikaların arkamızda durmasını istiyoruz.

ORSİAD: Selçuk Bey, Zeki Bey’in bahsettiği projelerdeki risklerin paylaşımında finansal olarak nasıl bir destek verirsiniz? Mesleki Yeterlilik belgesiyle ilgili nasıl bir destek verirsiniz. Sizlerin verdiği ustalık sertifikalarının işe yarayıp yaramadığı konusunda düşünceniz nedir?

Selçuk Ormancı: 2015 yılında Yıldız Entegre olarak pazara kredi kartıyla ödeme şeklini soktuk. Şu anda da bayilerimizi ya da bayilerimizden mal alan ustaları daha karlı mal alabilme şansına ulaştırdık. Sektör adına iyi bir şey olduğunu düşünüyorum.

Fakat sektör olarak şurada yanlış anlaşılan bir durum var. El frenini çekmedik. Bizim sektör bağlantılı çalışıyor. Zeki Bey’in ödemesini aldıktan sonra malı saklamam için bir neden yok bu bana maliyet oluşturur. Sadece bir sektör bu algıyla yönlendirildi. Sadece ürün Dövize bağlı değil hammaddenin de döviz artışı var, kâğıdın vb diğer ürünlerin, elektriğin artışından da etkileniyor. Bütün maliyet artışları yansıtılıyor. Bunları da düşünerek anlayışla karşılayacağını düşünüyorum. Kendi adımıza el freni çekmedik. Herkes istediği kadar malzeme alabilir, depomuzda var. Bilakis toptancılarda alımda durdurma var diyebiliriz.

ORSİAD: Selçuk Bey sizce toptancılar için alımlarda durdurma var mı?

Zeki Kara: Burada araya girmek isterim, bahsedilen el frenini çekmek bir iki firmada oldu. Ama Yıldız Entegre ’de olmadı. AGT krizin olduğu gün satış temsilci arkadaş vasıtasıyla istediğiniz kadar malı eski fiyattan verebiliriz demiştir. Farklı firmalarda biraz sıkıntı oldu.

Selçuk Ormancı: Şimdi Ecevit Bey’le ilgili Dernek’le ilgili konuya gelecek olursak. Üretici, uygulayıcı ve satıcılar olarak üç paydaşız. Daha iyisini nasıl yaparız diye konuşuyoruz. Bizden yola çıkarsak bu dernekle onlara daha fazla ulaşacağımızı düşünüyorum. Biz kendimiz seminerler düzenliyoruz ama herkese ulaşamıyoruz. Bütün ustalara ulaşamıyoruz. Örneğin biz bir yeni ürün mü çıkardık. Bu konuda Ecevit Bey’e bilgi vereceğiz Samsun’da şurada bir organizasyon yapmak istiyoruz ustalarla toplanalım diyebileceğiz. Bu bizim için önemli. Ustadan gelecek olan bir geri bildirim çok önemlidir. Tam bu noktada dışarıdan da geri bildirimlerin toplanabileceği bir platform da oluşturuyoruz. Yani kullanıcı ve uygulayıcıların düşünceleri bildirimleri bizim için çok önemli. Dolayısıyla kurulan derneği çok değerli buluyorum. Size ulaşabilmek açısından kıymetli buluyorum. Fiyatlandırma konusunda iste ustalara bu konuda istedikleri desteği tam anlamıyla verme koşunda elimizden çok fazla bir şey gelmez. Çünkü serbest ekonomi söz konusu ustaların yapacağı işin fiyatı çok değişken olabiliyor. Tabii bir dernek altında toplanıyor olmak verilecek sertifikasyon çok şeyi değiştirecektir. Paydaş olarak ancak beraber büyüyebiliriz.

Ecevit Uzun: Tamamen size katılıyorum. Şantiyelerde belli kriterlerden geçiyoruz. Sizin ustalık belgesine geçici olarak bakıyorlar. Devletin eğitim sertifikasını istiyorlar. Biz de usulen parasıyla alıyoruz bir eğitim almadan. İŞKUR’da bir tanımımız yok. Amele gibiyiz.

Selçuk Ormancı: Biz sizi her zaman parke ustası ve paydaş olarak görüyoruz.

Ecevit Uzun: Evet sizin gibi firmalar belki bize böyle bakmıyor ama örneğin bankaya gidiyorum kredi kullanacağım İŞKUR’da görünen tanımımız marangoz böyle yazmak zorunda kalıyorum. 1992 yılından beri parke ustasıyım neden yazamıyorum.

Selçuk Ormancı: Devlet kanalından alınması doğru evet sertifika mutlaka olmalı ama yurt dışı örneklerindeki gibi belirli periyotlarla bu belgelerin de yenilenmesi gerek diye düşünüyorum.

ORSİAD: Mehmet Bey 2019 yılında toptancılara nasıl destek olacaksınız?

Mehmet Karahasanoğlu: Finans tarafında firmamızın satış ağında her bölgede yapılanmamız var. İl bazında veya mevcut illeri birleştirilerek bir dağıtıcılık sistemimiz var. Bizle çalışan bayiyi münhasır toptancı olarak göstererek onun altında çalışan bayilerle birlikte ortak bir koordinasyonumuz var. Bu arada da ağırlıklı olarak %50 kredi kartı %50 ‘de toptancının küçük çek ve kendi kredisiyle yürütüyoruz. Burada tek başına toptancı kredi kartı yeterli olmayacağından mevcut kredi kartı portföyümüzü son noktaya kadar indirip dolaylı olarak toptancımız üzerinden şirkete yürüyen bir sistem kurguladık. Yani yükü toptancının üzerinden daha alta taşıdık.

Selçuk Ormancı: Bu sadece toptancının, fabrikanın alabileceği bir yük değil. Bunu devlet tarafında da dile getirdik. Örneğin Yurt dışı Eximbank kredisi var yurt dışında kullanıyoruz. Yurt içinde niye uygulanmasın. Tek başına kimse yüklenemez.

Mehmet Karahasanoğlu: Selçuk Bey’in dediği gibi sektörde kar marjlarının çok diplerde olması nedeniyle üreticinin toptancının gerekse son noktadaki kişinin çok fazla kar marjıyla çalışma şansı kalmıyor. 2019 yılında sektörde çalışan alt kademede çalışan alt bayi kesiminin biraz daha ürün gamını genişleterek kapı zemin sektörü mesela bunları da katarak çalışırlarsa daha rahat edeceklerini düşünüyorum. Toptancının önünü açabilecek her türlü sistemi denemeye çalışıyoruz projelerde ortak yürümeye çalışıyoruz.

Ustalarımız için Dernek kuruluşunu çok başarılı buluyorum. Derneğin desteklenmesi Türkiye geneline yayılması çok önemli. Mesleki yeterlilik kurumu diyor ki bunun kitabı yazıldıktan sonra özel sektöre de bu yetkiyi verebilirim diyor. Yani herkes yetkili kurum haline gelebilir. Bunun arka tarafta kim denetleyecek. Sürücü kursları var gibi ehliyet kursunun denetleyici son noktası trafik cezası. Şimdi kurulan bu dernek bir STK. Mesleki Yeterlilik kursunun buraya bir yetki vermesi lazım. Yani dışarıdan kimse alınmaması lazım. Buraya üye olan kişilerin sertifikasını sadece mesleki yeterlilik değil dernek de onaylamalı. Ve dernek bu işin takipçisi olması lazım her yıl bu belgenin yenilenmesi lazım. Ustaların alacağı ücretler konusunda bir standart oluşmalı ve bu tecrübeyle paralel olmalı. 20 yıllık bir ustayla 2 yıllık bir ustanın alacağı ücret aynı olmamalı.
Bu konuda biz firma olarak İnşaat derneği kanalıyla da üye olduğumuz platformlarda inşallah Ecevit Bey’le birlikte çalışacağız.
Her sene bölge bayilerimizle birlikte eğitimler düzenliyoruz. Ama bu asla yeterlilik anlamında eğitimler değil. Ürünlerin uygulanması tanıtımı konusunda katılım sertifikası veriyoruz. Şirket kaşeli eğitime katılım sertifikalarıdır.

ORSİAD: Necati Bey, toptancılara nasıl destek olacaksınız? Derneğe nasıl destek olacaksınız?

Necati Yılmaz: Burada konuklarımızın çoğu ustalar yani emekçiler. Derneğe her türlü desteği vermeye hazırız. Ben isterim ki benim malımı en az 15-20 TL fiyata döşesin ve hakkını versin. Bir ürünü rezil de yapan vezir de yapan ustadır. Ve ustalardan alacağımız geri bildirimler bizim için çok kıymetli. Birlik olursa tek fiyat belirlenirse ben bilirim ki bu malı 15 TL’ lık usta döşeyecek. O da günlük aylık ne iş yapacağını bilir. Az döşer öz döşer. Şimdi ayda 1000m2 yer döşeyecek ki evine ekmek götürsün. Böyle olunca da bu ustadan iyi iş bekleyemiyorsunuz. Dernek bunun için tam zamanı. Ben üretici olarak Zeki Bey toptancı olarak ustayı ne kadar temsil edebiliriz. Bir devlet kurumuna gittiğimizde nihayetinde kendi çıkarlarımı da gözeteceğim. Bu nedenle ustayı en iyi usta temsil eder. Usta sahada sanatını konuşturur. Bizlerin gölgesinde kalıyordu. Ama Dernek olursa herkese sözlerini dinletebilirler.

Artık metrajlar düşüyor. Ayda 500m2 parke yapmak zorunda kalacaksınız bu da yetmeyecek. O yüzden birbirinizin ayağına sıkmayın, destek olun. Usta mutlu olmazsa benim ürünümden hayır gelmez.

Sorulara geçiyoruz…

Trend Parke/ Kerim Pehlivanoğlu: fabrikaların depoları bayileri desteklemesi gibi bir konuşma oldu. Aynı şekilde depolar da firmaları, alt tali bayileri toplantıya çağırıyorlar. Beraber çalışalım yürüyelim diyorlar. Biz de katılıyoruz. Sorum şu; depolar perakende satış da yapıyor. Biz firmalar olarak inşaatlara mal veremiyoruz. Kimse de sesini çıkarmıyor. Bizi nasıl koruyabilirsiniz? Bunun önüne geçilebilir mi?

Mehmet Karahasanoğlu: Biz şirket olarak bunu engelledik. Bizim bölge toptancılarımız kesinlikle montaja girmez. Perakende satış yapmaz. Alt bayilerde belirli bir limitimiz var. 3000m2’ye kadar alt bayiler hizmet verebiliyor.

Selçuk Ormancı: Bizim satış yaptığımız bayilerde bizim distribütörler arasında tamamen perakende satış yapanlar da var tamamen kendisi toptan alıp kendisi alt bayi oluşturup ürün sattıran kesim de var.

Zeki Kara: Ustanın sorduğu soru hep soruluyor. Bu konuda toptancıların da sorumluluğu var. Bizim her ay satmamız gereken bir rakam var. İnşaatçısı da, toptancısı da ödeme yaptığı sürece malımızı veriyoruz. Bunu engelleme şansı yok. İnternetten ya da başka bir yoldan inşaatçı gelip bizi buluyor. Bizim de toptancı olarak sorumluluğumuz var. Fabrikalar toptancılarla belirli bir kota belirleyerek çalışıyorlar. Biz de maalesef bu tip satışları yapıyoruz. Firma olarak uygulama yapmıyoruz.

Trend Parke/ Kerim Pehlivanoğlu: Bu tek taraflı engellenebilecek bir şey değil. AGT, Peli Parke , Vario gibi firmaların bir araya gelip antrepolarına bayilere satış yapılması yönünde yardımcı olsa. Örneğin Yıldız entegre size geldiği zaman bayiye yönlendirmelisiniz.

Selçuk Ormancı: Toptancı bayinin size bunu yapamaması için şunu söylemeniz lazım İzmit merkezin kişi başı kullanım alanı 1.5m2 dir bu da yıllık 450.000m2 dir. Pazardan alması gereken pay %25 bunu taahhüt vermeden bana yönlendir demek çözüm olmayacaktır.

Mehmet Karahasanoğlu: Ben Kerim Bey’in teklifini destekliyorum. Firmalar bu konuda bölgelerini çok iyi tespit edip toptancılar üzerinden alt bayilerini desteklemeliler. Ama alt bayiler de hedeflerini ortaya koymalı ki sana yönlendireyim. Bence kesinlikle desteklenmeli.

Yaşar Zembilci/ Zembilci Parke: Sene sonunda kataloglarda renk değişikliği yapılmasını istiyorum. Senenin ortasında değiştiği için ben malı satıyorum o zaman da müşteriye eski kataloğu sunmuş oluyorum.

Selçuk Ormancı: Dijitalleşmenin içine girdik. Şu an yaptığımız kataloglar 2 yıllık. Ercan Bey’in de başta anlattığı renklere dijital platformlardan 2 sene boyunca ulaşabilirsiniz. Buna kendi adımıza bir standart getirmiş olduk.

Mehmet Karahasanoğlu: Biz renk değişimlerini 2 yıllık süreçlere yaydık. Biz de 2 yılda bir yenileyeceğiz.Sedat Girgin: 12 yıldır laminat parke işi yapıyorum. Derneğin kuruluşuna çok sevindik. Umarım mesleki yeterlilik konusunda da yol alırız. Üreticilerimizden ustalar adına şunu istiyorum. Örneğin bir beyaz eşya markasının ürününü servis gidip montajını yapıyor ve garanti süresi o zaman başlıyorsa bizim ürünümüzü de usta yaptığında numaralandırılıp kaşemizi vuralım. Parkenin üzerinde de yazsın. Benim ürünümü sertifikalı usta sunarsa 10 yıl garanti veriyorum sertifikasız biri sunarsa garanti vermiyorum desin.

ORSİAD: Fabrikaların paketlerin üzerine böyle bir uyarı yazma ihtimali var mı?

Mehmet Karahasanoğlu: Şimdi kesinlikle yapmak istediğimiz bir uygulama. Fakat önce onaylanmış sertifikanın ortaya çıkması önemli. Biz denetlenebilir arkasında duran usta gurubunun oluşmasını bekliyoruz. Bu olduğu zaman inanıyorum ki tüm üretici firmalar bu kaşeyi basar.

Necati Yılmaz: Öncelikli işimiz sertifika almak olsun eğitim alınmış olsun. Ben bu sertifikayı gördüğümde Afyon’daki usta bu sertifikayla döşemişse ona güvenirim. Bilirim ki derneğin gönderdiği usta benim malımı rezil etmeyecek. O zaman işçilik hatalarını da garanti kapsamına alırım.

Mehmet Karahasanoğlu: Dernek şunu yapsın. Garanti altına sokabilecekleri ustaları kendi bünyelerinde belirlesinler. Bunları bize bildirsinler. Biz de sektörde zamanla bu ustaları onaylı ustalar haline getirelim. Bu da bir yol.

Nuhoğlu Orman Ürünleri/Aykut Bey: Biz de isteriz müteahhitlerle muhatap olmayalım, uygulamacılar bunu satsın. Ama bunun için üreticilerin biz toptancıları desteklemesi lazım. Şu anda dışarıdan belki görünmüyor ama toptancılar arasında savaş var. İş ticarete geldiğinde büyük savaş var. Bu nereye gider bilmiyorum. Bir uygulama yapılacaksa öncelikle bunu fabrikaların yapması lazım. Fabrika desin ki senin fiyatın budur kar marjın da budur.

ORSİAD: Yıllardır bu sektörün içinde biri olarak şunu belirtmek isterim; hiçbir fabrika Türkiye Ticaret kanunları gereğince piyasaları domine edici her hangi bir harekette bulunamaz. Sizin istediğiniz domine etkisini yaratma yetkisi fabrikalarda yoktur. Rekabet kurulunun yaptırımları var. Serbest piyasa koşullarında bu yasaktır.

Aykut Bey: Fabrikaların satış politikası ciro endeksli, bayiler de bunu tutturabilmek için savaş halinde.

Bahattin Gürdal /Gürdallar Parke: Öncelikle Necati Bey’e teşekkür ederim. Sıkıntı şu ki, B Kalite parkeler piyasada çok satılıyor. Bunun için de ustalar 25-27 TL anahtar teslim fiyatlar veriyorlar. Bu konuda ne yapılabilir?

Necati Yılmaz: Spot malın hep karşısındayız önüne geçmek de mümkün değil. Üzerinde bir marka etiket yoksa bu bellidir ki standart dışıdır. Uygulayanların sahip çıkması lazım. Burada bu konuda en çok zarar gören biziz. Kesin çözümü yok. Avrupa’nın çöplüğü olduk bütün spot mallar Türkiye’ye geliyor maalesef.

Selçuk Ormancı: B Kalitedeki ikinci kalitedeki ürünler biz de laminat parkede %0,4 oranlarındadır. Bunlar toplamda küçük rakamlardır ve sunmak zorundayız. Alıcı kitlesi de belli. Piyasayı etkileyici bir dilimde değiller.

Bahattin Usta: Dudullu tarafında dükkanları gezin bakın, her tarafta 25-27 TL ben piyasada sizin dediğinizden daha fazla olduğunu düşünüyorum.

Ecevit UZun: Şu anda zaten bizim sektörde sattığımız markalar belli. Müşteri talebi doğrultusunda hareket ediyoruz. Ben perakende satışımı 40 TL yapıyorum o zaman 21. Sınıfa geçiyorum. Bunları biz müşteriye yönlendiriyoruz. Sen ürünü 10 TL fiyata da pazarlayabilirsin 30 TL fiyata da pazarlayabilirsin. Müşteri kitlesine ve talebine bağlı gelişiyor.

Zeki Kara: Burada şunu söylemek istiyorum, satan kişi bunu kusurlu diye satarsa problem yok. Bu o dükkânın ya da toptancı kimse kendi etiğine bağlı bir durum. Kusuru varsa ikinci kaliteyse söylersin fiyatı budur dersin. Fabrikalardan çıkan ikinci kalite ürünler de var, piyasada da oluyor ama çok düşüktür. Herkesin bir tezgâhı var. Burada önemli olan işin karlılığı.
Bu toplantıdan çıkan sonuç da şu, günün sonunda hedef karlılık. Bu zor virajı toptancıya üreticiye ustaya zarar vermeden dönmemiz lazım. Evet toptancılar arasında savaş var ve nefesi kuvvetli olan bu işi götürecek.

Necati Yılmaz: Bahattin ustamın bir sözüne hak veriyorum. Dolaşımda en az 1 milyonm2 yerli C grade B grade ürünleri var. Bunu sıfırlamak mümkün değil. Basit olan şu. Markası olan üründen kalite bekleyin. Bunu son kullanıcılar azaltacak ya da belirleyecek.